Bağış Sepeti

Yasal Uyarı: Kaynak gösterilmeden ve açık link verilmeden sitede yer alan yazılar kullanılamaz.

Eğitim

ULUSLARARASI ÖĞRENCİLERİN ÜLKE TERCİHLERİ VE TÜRKİYE’NİN YERİ

Av. Elif ÇEMEN / SASAM Uzmanı

Her yıl dünyanın birçok ülkesinden öğrenci yabancı bir ülkede eğitim almayı tercih etmektedir. Uluslararası öğrencilerin en çok tercih ettikleri ülke bilindiği üzere ABD ve Birleşik Krallık’ tır. Her ne kadar yabancı ülkelerden eğitim almak için ülkemize yabancı öğrencilerin gelişi son zamanlarda artış göstermiş olsa da henüz yeterli popülerliğe ulaşamamıştır. Hâlbuki birçok ülke yıllardır uluslararası öğrencileri bir gelir kaynağı haline getirmiş haldedir. Peki, neden uluslararası öğrenciler kendi ülkelerinde eğitim almaktansa yabancı bir ülkede eğitim almayı tercih ediyorlar? Bunun cevabını bulabilmek için önce bu tercihin kaynağına yani “sebeplerine” inmek gerekecektir.

Yurtdışında eğitim almış bir eski uluslararası öğrenci olarak yaptığım gözlemlere göre bunların en temel sebepleri; (i) kendi ülkelerindeki eğitimin yetersizliği ve (ii) daha kaliteli bir eğitim görmek. Elbette bu sebepler yalnızca sayılanlarla sınırlı değildir; dil öğrenmek, farklı bir kültür/vizyon görmek, gezmek, daha sonra iş hayatına devam etmek, göç etmek gibi daha birçok sebep sıralanabilir ancak bunların bir çoğu daha çok kişisel sebeplerdir. Dolayısıyla uluslararası standartlarda kaliteli eğitim sunan eğitim kurumları birçok yabancı öğrencinin tercih listelerinde yer alabilecektir.

Ülkemize gelen uluslararası öğrencilerin birçoğu üçüncü dünya ülkelerinden gelmektedir. Türkiye’nin tercih sebebi olmasındaki en temel sebep genellikle eğitimin kendi ülkelerinden daha kaliteli olması, eğitim ve yaşam giderlerinin uygun olması, coğrafya, siyasi faktörler, Türkiye’nin hem İslami hem de batı kültürüne sahip olması gibi birçok nedene dayanmaktadır. Daha gelişmiş ülkelerden ülkemize gelen yabancı öğrenci sayısı ise diğer ülkelerden gelenlere oranla bir hayli azdır. Zira gelişmiş ülkelerden başka bir ülkeye eğitim görmeye giden öğrenciler ilk olarak kalite ve daha sonra kendi kişisel sebeplerine göre ülke tercihinde bulunmaktadır. Kısacası kaliteli bir eğitim görmek hem gelişmiş ülkelerden hem de üçüncü dünya ülkelerinden yabancı bir ülkeye eğitim görmeye giden öğrencilerin ortak noktasıdır.

Yukarıda açıklandığı üzere “kalite” tercih edilebilirlik için en önemli faktördür. Kaliteli bir eğitim kurumu her yönüyle kaliteli olmalıdır ve öğrenci bu kurumda gelişebileceğine inanmalıdır. Bu açıdan kurumun uluslararası bilinirliği, eğitimin içeriği, akademisyenler, araştırma çalışmaları ve eğitim kaynaklarına erişim gibi faktörler kaliteli bir eğitimin olmazsa olmazlarıdır. Diğer taraftan kurumun eğitim, iş ve sosyal konulara yönelik sağladığı olanaklar, barınma şartları ve yaşam koşulları yönünden de eğitim kurumu tam donanımlı olmalıdır. Aynı zamanda eğitim kurumunun güçlü bir idari yapılanmaya sahip olması da önemlidir.

Gelişmiş ülkelerdeki eğitim kurumları incelendiğinde iletişim açısından oldukça ileri oldukları görülmektedir. Bilgi almak, soru sormak, talepte bulunmak, başvuru yapmak vs. gibi ne sebeple olursa olsun her türlü yolla (internet sitesi, e-mail, telefon, yüz yüze görüşme) iletişime geçmek oldukça kolaydır. Genellikle herhangi bir kimseden destek almadan bir öğrencinin kendi başına başvuru yapabileceği şekilde dizayn edilmiş sistemleri bulunmaktadır; aynı zamanda bu konuda hizmet almak isteyen öğrencilere bu hizmet ayrıca sunulmaktadır. Yerli-yabancı fark etmeksizin bünyesinde eğitim gören öğrencilere iş bulma, barınma, uyum sağlama, vize, burs gibi önemli konular başta olmak üzere neredeyse her konuda olanaklar sağlanmaktadır. Ayrıca adil ve eşit bir eğitim sunulması için gereken idari yapılanmaya sahip olmaları sebebiyle, öğrencilerin sorunsuz bir şekilde eğitim hayatlarını tamamlamaları hedeflenmektedir. Bu kurumların yalnızca yabancı öğrenciler için oluşturulmuş bir alt yapıları da bulunmaktadır. Bazı okullar tarafından kendi eğitim sisteminden farklı bir ülkeden gelen öğrencilerin hem eğitim hayatına, dil ve yaşam koşullarına adapte olabilmesi için kısa süreli eğitim programları sunulmakta ve rehberlik hizmetleri sağlanmaktadır. Aslında her aşamada öğrencilere güven veren bir sistem inşa edilmiştir. Yani eğitim kurumları sadece eğitim açısından değil, yaşam koşulları ve olanaklarıyla da öğrencilerine kaliteli bir eğitim hayatı sunmaktadır.  

Öte yandan, yabancı öğrenci denildiğinde akla ilk lisans ve lisansüstü bölümlerde eğitim alan yabancı öğrenciler gelmektedir. Hâlbuki uluslararası öğrenciler yalnızca akademik eğitim için değil teknik ve lisans öncesi eğitim için de başka bir ülkede eğitim almayı tercih etmektedir. Örneğin Kanada ve Amerika gibi ülkelerde “college” olarak adlandırılan okullar bunlara örnek verilebilir. Bunlar genellikle daha spesifik ve kariyer odaklı programlara sahiptir (örneğin, meslek okulları veya belirli alanlara odaklanmış eğitim kurumları gibi). Genellikle daha kısa süreli eğitimler sunarlar ve lisans dereceleriyle sınırlıdırlar. Türkiye’den ve dünyanın birçok ülkesinden insan teknik eğitim alabilmek için yurtdışındaki eğitim kurumlarına yönelmektedir. Ayrıca, lise ve öncesi eğitim için de çocuğunun yurt dışında eğitim almasını tercih eden aileler bulunmaktadır. Bu durumda yine kalite ve güven faktörleri tercih edilebilirlik konusunda öne çıkmaktadır. Amerika ve Kanada’da lise eğitimi almaya gelen birçok uluslararası öğrenci bulunmaktadır ve bunların birçoğu lise sonrasında da eğitimlerine aynı ülkede devam etmektedir. 18 yaşından küçük uluslararası öğrencilerin yabancı bir ülkede aldıkları eğitim süresince (bazen sonrasında) her türlü konuda destek olan kurumlar bulunmaktadır ve yabancı öğrenci kabul eden okulların alt yapısı da buna elverişlidir. Sonuç itibariyle, her ne kadar uluslararası öğrenci denildiğinde akla ilk lisans ve lisansüstü eğitim gelse de; aslında lisans öncesi ve teknik eğitimler için de öğrenciler yurt dışında eğitim almayı tercih etmektedir.

Yabancılar tarafından ülkemizin sağlık konusunda tercih edilmesinin en önemli sebebi kaliteli ve ulaşılabilir bir sağlık sistemimizin olmasından kaynaklanmaktadır. Dünyanın birçok yerinden kişi sağlık hizmetleri alabilmek için Türkiye’yi tercih etmektedir. Eğitim konusunda da tıpkı sağlık gibi ülkemizin her coğrafyadan insanın tercih ettiği bir yer haline gelmesi için ilk olarak uluslararası düzeyde tanınan ve hem eğitim hem de yaşam koşulları açısından kaliteli bir eğitim hayatı sunan kurumların artırılması gerekmektedir. Yabancı öğrenci kabul edebilen bir eğitim kurumunun yeterli idari alt yapıya sahip olması, erişilebilir ve olanaklarının fazla olması önemlidir. Günümüzde ülkemizde aşçılıktan, terziliğe birçok meslek okulu bulunmaktadır ancak henüz birçoğu yabancı öğrencilere eğitim verebilecek düzeyde olmadığından; bu konularda eğitim almaya gelen yabancı öğrenci sayısı da oldukça azdır. Bu sebeple, öncelikle eğitim kalitesinin her yönüyle artırılması, yabancı öğrenci kabul eden eğitim kurumlarının buna uygun bir idari yapılanmasının bulunması,  erişilebilirliğinin ve iletişimin yüksek olması ve her manada kalite ve güvenin sağlanması gerektiği görüşündeyim. Buna yönelik olarak yasal düzenlemelerle belirli standartlar getirilmesi, tıpkı sağlıkta olduğu gibi eğitim konusunda da yabancılara hizmet veren ve buna uygun alt yapısı bulunan aracı kurumların artırılması, tanıtım faaliyetlerinin ve farklı alanlara yönelik eğitim sunan kurumların çeşitliliğinin artırılması gibi adımlarla Türkiye’nin eğitim için tercih edilen ülkelerden birisi olması sağlanabilecektir.

img

Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM); 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bağımsız bir düşünce kuruluşudur. Sahipkıran; Müşteri (Jupiter) ve Zühre’nin (Venüs) aynı hizada (bir burçta) oldukları zamanda doğan kişilere atfedilen bir sıfattır. Bu kişilerin cihangir olacaklarına inanılır. Cengiz ve Timur Hanların Sahipkıran oldukları bilinmektedir. Türk Dil Kurumunun yayınladığı güncel sözlükte, Sahipkıran için; “güçlü ve üstün hükümdar” tanımı yapılmaktadır.

Comments are closed

Benzer Gönderiler