Teknolojinin hayatımıza sunduğu kolaylıklar yadsınamaz olsa da, aşırı kullanımı özellikle çocuklar için çok ciddi sorunlara yol açtığını net bir şekilde görüyoruz. Teknoloji bağımlılığı, çocukların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimini olumsuz etkileyen ciddi bir sorundur.
Dikkat eksikliği, odaklanma güçlüğü, dikkat dağınıklığı, obezite, öğrenme güçlükleri, stres, ankisiyete, depresyon, sosyal ilişkilerde ileri derecede zayıflama, yüz yüze iletişim becerilerinde gelişmeme, aile ilişkilerinde gerginlik ve maruz kaldıkları siber zorbalık, çocukların psikolojisini olumsuz etkilemektedir.
Önleyici tedbirler kapsamında özellikle çocuklarımızı koruyabilmek ve neslin sağlıklı bir şekilde gelişimi için bu konu, hayati öneme sahiptir. Dolayısıyla sadece çocukları değil, yetişkinleri de etkisi altına alan teknoloji bağımlılığı, genel bir problem olarak ülkemizin geleceğine dair sağlıklı nesiller oluşmasının önünde çok büyük bir tehdit olarak durmaktadır.
Çözüm önerileri kapsamında genellikle şehir merkezlerinde Gençlik ve Spor Bakanlığımızın tesisleri bulunmaktadır. Özel spor salonlarının aidatlarının çok yüksek olması, herkesin spor yapabilme fırsatının olmadığını göstermektedir. Fırsat eşitliği ve ulaşılabilirlik noktasında Gençlik ve Spor Bakanlığımızın öncelikle şehir merkezlerinde bulunan tesislerinde fiziki alan planlaması yaparak fitness merkezleri ile kardiyo ve güçlendirme egzersizleri için modern ekipmanların olduğu yüzme, basketbol, voleybol, futbol gibi spor aktivitelerinin bir arada yapıldığı, kadrolu uzman antrenörlerimizin görev alacağı fiziki alanlar planlanmalıdır.
Gençler için Gençlik ve Spor Bakanlığımızın gençlik merkezleri, spordan sanata, el becerilerinden dene-yap atölyelerine kadar birçok alanda gençlerimize hizmet vermektedir. Gençlik merkezlerimizin de fiziki alanlarının yeniden planlanarak yukarıda saydığım özelliklerde dizayn edilmelidir. Bu öneride hedeflenen temel amaç; ailelerin sağlıklı yaşam edinmelerini sağlamaktır. Genellikle gençlik merkezlerimizde yoğun gençlik faaliyetleri ve etkinlikleri yapılmaktadır. Lakin 2 saatlik bir antrenman saati diliminde çocuğunu kursa getiren veliler fuaye salonunda beklemektedirler. Gençlik merkezlerimizde ailelerin birlikte spor yapabileceği, çeşitli kurslara ve sosyal etkinliklere katılabileceği birlikte vakit geçirme fırsatını sunan platformlar oluşturulmalıdır. Bu merkezlerde beslenme danışmanlığı ve sağlıklı yaşam eğitimleri gibi birçok alanda ailelere destek olunmalıdır. Genellikle şehir merkezlerine yakın ve uygun fiyatlı olacak şekilde uzman antrenörler eşliğinde merkezlerde bulunan tesislerimizi ‘sportif yaşam merkezleri’ haline getirerek halka açık merkezler haline getirmeliyiz. Uygun fiyatlı ve uzman antrenörlerin olduğu bu sportif yaşam merkezleri, herkesin tercih sebebi olacaktır.
Sağlıklı, mutlu ve üretken bireyler ve toplum inşa etmek istiyorsak, Sportif Yaşam Merkezlerini hayata geçirmemiz mutlak surette kaçınılmazdır. Bu merkezler, ailelerin bir araya gelerek kaliteli zaman geçirebileceği, sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinebileceği ve toplumsal sorumluluk bilincini geliştirebileceği önemli bir kurum halini almalıdır. Güçlü bir aile ve gençlik faaliyetleri programı kapsamında tesislerimize evlatlarını getiren velilerin çocuğunun aktivite saatinde kendisinin de yararlanabileceği o saatlerde spor ya da etkinlik yapabileceği fırsatlar ve fiziki alanlar oluşturulmalıdır. Bunların hepsi belirli bir stratejik plan dahilinde planlanarak yapılmalıdır.
Gözlemlediğim en büyük eksiklik, sportif faaliyetlerin yanı sıra gençlik faaliyetlerine katılan insanların hiçbir şekilde ölçeklendirilmesi yapılmamaktadır. Mekanik dilinde örneklendirmek gerekirse, hammadde olarak giren bir maddenin belirli işlemlerden sonra mamul madde olarak çıkması hedeflenir. Bizim gençlik merkezlerimize ya da sportif faaliyet alanlarımıza bu güne kadar giren insan kaynağının ilk gün ile sürecin sonunda bulunduğu nokta ölçeklendirilmemiştir. Ne derece başarıya ya da hedeflenen kitleye ulaşılmış, aldığı eğitimler kapsamında ne tür gelişim sağlamış gerek fiziksel, gerek ahlaki sebep sonuç ilişkisi verileri elimizde bulunmamaktadır.
Türkiye’de kayıt dışı spor yapan birey sayısı çok ciddi oranlardadır. Açık alanlarda, parklarda yürüyüş, koşu, bisiklet, zumba gibi bir çok branşta bireysel ya da sosyal etkileşimle spor yapan ciddi bir kitle bulunmaktadır. Herkes için spor federasyonumuzu bu insanları lisanslamaya teşvik etmeliyiz. Ve statlarımızı kullananlardan başlayarak kamusal alanda spor yapan guruplara ulaşmalıyız. Kayıt dışı spor yapan bireylerin kayıt altına alınması, illerde lisanslı sporcu sayısını arttırdığı gibi aynı zamanda Avrupa birliği ölçeğine göre ülkemizde spor yapan birey sayısının görünenden çok daha fazla olduğunu tespit etmeye yönelik önemli ve değerli bir adım olacağını düşünüyorum.
Dezavantajlı mahallelerde düşük maliyetli prefabrik bireysel sporlar, antrenman salonları yapılarak (Güreş, Boks, Judo, Taekwondo, Jimnastik) gibi branşlarda uzman antrenörlerimiz ile birlikte büyük bir çalışma yapılabilir. Semt salonları, bakanlığımızın inşa ettiği salonların birçoğunda basketbol ve voleybolun yanı sıra hentbol maçlarına tahsis edilen salonlar. Fakat bu salonlarda sadece maçlar oynanabiliyor bu nedenle mevcut salonlarımızın yanına bireysel sporların yapılabileceği fiziki alanlar yapılmalıdır. Ailelere yönelik geniş bir yelpazede program ve spor hizmeti sunan kar amacı gütmeyen bir yapıdan bahsediyorum. Sağlıklı yaşam merkezleri, bireylerin fiziksel, zihinsel ve sosyal sağlığını geliştirmek için vazgeçilmez bir araç olacaktır. Bu merkezler sayesinde daha sağlıklı, daha mutlu, daha uzun bir yaşam sürmelerine devlet olarak olanak sunmuş olacağız.
Bu yazı, “sportif yaşam merkezlerinin“ önemini ve önleyici tedbirler kapsamın da sunduğu hizmetleri vurgulamaktadır. Aile yılı ilan edilen bu yılda ailelere yönelik kapsamlı bir çalışma yapılmasını ümit ediyorum.
Murat AKTAŞ
SASAM Yurtiçi Yapılanma Sorumlusu
Comments are closed