Son zamanlarda Irak Süleymaniye’de Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) içerisindeki güç mücadelesi ekseninde gelişen ve Kürt siyasetini derinden etkileyen bir kriz yaşanmakta.

Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Bafil Talabani ile kuzeni KYB Eski Eş Başkanı ve Halk Cephesi lideri Lahur Şeyh Cengi (Talabani) arasındaki rekabet, dün akşam itibariyle tankların sokaklara indiği, dronların kullanıldığı bir silahlı çatışmaya dönüştü.

Lahur Şeyh Cengi’nin parti binası olarak da kullandığı Lalezar Oteline KYB’ye bağlı güvenlik birimleri ile Cengi’nin korumaları arasında çatışma çıktı. Çatışma bu sabaha kadar devam etti. Cengi’nin yerleşkesi olan Lalezar Oteli’nde yaşanan çatışmaların ardından büyük hasar meydana geldi Çatışmalar, Halk Cephesi lideri ve eski KYB eşbaşkanı Lahor Şeyh Cengi ile kardeşleri Aras ve Polad’ın gözaltına alınmasıyla sonuçlandı.

Halk Cephesi’nden yapılan açıklamada konsolosluk, temsilcilikler, Kürdistan Bölgesi Temsilciliği, Federal Hükümet ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti’ne “bu gayrimeşru ve terörist eylem karşısında sessiz kalmamaları, net bir tavır ortaya koymaları” çağrısında bulunuldu ve “Heval Lahur’un ve tüm yoldaşlarımızın hayatı, KYB Genel Başkanı’nın sorumluluğu altındadır” denildi.

Lalezar’daki çatışmada dört kişi hayatını kaybetti, 10 kişi de yaralandı. Ölenlerden üçü güvenlik görevlisi, biri ise Lahor Şeyh Cengi’nin destekçilerinden biri oldu.

#VİDEO – KYB’nin eski Eş Başkanı #LahurŞeyhCengi gözaltına alındı

🔴 Cengi’nin yerleşkesi olan Lalezar Oteli’nde yaşanan çatışmaların ardından büyük hasar meydana geldi

🔴Rûdaw muhabiri Erkan Ali, otelden aktararak gelişmelere ilişkin detaylı bilgiler veriyor

Daha fazla detay… pic.twitter.com/ulPOpwv4vl

— Rudaw Türkçe (@RudawTurkce) August 22, 2025

Parti İçi Rekabet: Bafıl ve Lahur Talabani

Krizin temelinde, KYB’nin kurucu lideri Celal Talabani’nin vefatının ardından parti içinde yaşanan liderlik boşluğu ve bu boşluğu doldurmaya çalışan kuzenler Bafıl Talabani ile Lahur Şeyh Cengi arasındaki çekişme yatmaktadır. Uzun süre eş başkanlık sistemiyle yönetilen KYB’de, Bafıl Talabani’nin tek başına liderliği ele geçirmesi, Lahur Şeyh Cengi’nin parti ve istihbarat bürokrasisinden uzaklaştırılması ve Lahur’un Halk Cephesi isminde yeni bir parti kurmasıyla sonuçlanmıştır. Bu durum, partide iç bölünmelere ve gerilime neden olmuştur.

Bölgesel Etkiler ve “Yeni Satranç” Oyunu

Süleymaniye’deki bu iç çekişme, sadece yerel bir mesele olmaktan çıkıp, bölgesel güçlerin de dahil olduğu karmaşık bir “satranç” oyununa dönüşmüştür.

• İran ve KYB İlişkisi: Arama sonuçlarına göre İran, Süleymaniye’de Bafıl Talabani’yi stratejik bir müttefik olarak görmektedir. İran, bu yakınlaşma sayesinde hem Bağdat hem de Suriye’deki etkisini artırmayı hedeflemektedir. Bafıl Talabani’nin askeri ve siyasi olarak İran’dan destek aldığına dair analizler mevcuttur.
• Türkiye’nin Konumu ve Kaygıları: Türkiye ise Süleymaniye merkezli bazı grupların terör örgütleriyle olan ilişkilerinden duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getirmektedir. Türkiye’nin bu bölgeye yönelik güvenlik operasyonları ve Süleymaniye Havalimanı’na uyguladığı uçuş yasağı gibi tedbirler, KYB’yi baskı altına alma amacı taşımaktadır.
• Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Merkezi Hükümetle İlişkiler: Mesud Barzani liderliğindeki KDP, KYB’deki krizi kendi lehine çevirmeye çalışmaktadır. İki parti arasındaki gerilim, Irak’ın cumhurbaşkanlığı makamı gibi kritik pozisyonların paylaşımında da anlaşmazlıklara yol açmaktadır. Bu durum, Bağdat’taki merkezi hükümetin kurulmasını dahi sekteye uğratmıştır.
• ABD ve Rusya’nın Pozisyonları: ABD ve Rusya gibi küresel aktörler de Süleymaniye’deki gelişmeleri yakından takip etmektedir. Bazı analizler, ABD’nin KYB içindeki bölünmenin IŞİD karşıtı mücadeleyi zayıflatmasından endişe ettiğini, Rusya’nın ise İran etkisinin artmasını bir fırsat olarak görebileceğini belirtmektedir.

Süleymaniye’deki liderlik krizi, Kürt siyasetinde yeni bir döneme işaret etmektedir. Partinin geleceği, bölgesel güçlerin desteği ve iç dinamikler arasındaki dengeye bağlı olarak şekillenecektir. Bu çekişmelerin, 1990’lardaki “Birakuji” (kardeş savaşı) gibi daha büyük çatışmalara yol açma potansiyeli, bölgedeki tüm aktörler için önemli bir endişe kaynağı olmaya devam etmektedir.