Bağış Sepeti

Yasal Uyarı: Kaynak gösterilmeden ve açık link verilmeden sitede yer alan yazılar kullanılamaz.

Çin

“YÜKSELEN ÇİN: TÜRKİYE VE DÜNYA İÇİN FIRSATLAR VE TEHDİTLER” BAŞLIKLI SÖYLEŞİMİZ GERÇEKLEŞTİ

Merkezimizce 2024 yılında düzenlenen okuyucularımıza açık etkinliklerin 6’ncısı, “Amerikan Gücünün Gerilemesi ve Yükselen Güçler” isimli Kaynak Yayınlarından yakın zamanda yayınlanan kitabın yazarı ve SASAM Yönetim Kurulu Üyesi Umur Tugay YÜCEL ve SASAM Başkanı Süleyman ERDEM’in sunumlarıyla “Yükselen Çin: Türkiye ve Dünya İçin Fırsatlar ve Tehditler” başlıklı bir söyleşi şeklinde gerçekleşti.

Söyleşide Çin’in yükselişi ve bu yükselişin getirdiği fırsatlar ile riskler ele alındı. Sayın YÜCEL:

  • Çin’in kuruluşundan günümüze başardığı ekonomik kalkınmaya,
  • Çin’in bu süreçte yeni bir kalkınma modeli geliştirmesinin yanında modernleşmenin Batılılaşma olmadığını gösteren bir örnek olduğuna,
  • Çin’in 700 milyondan fazla vatandaşını yoksulluktan kurtarmasının yanında dünya genelinde yaptığı yatırımlar ile dünyanın kalkınmasına yaptığı katkıya,
  • Çin’in Asya’da, Afrika’da ve Latin Amerika’da yaptığı projeler ve iş birliği kapsamına,
  • Çin’in küresel yönetişime verdiği destek ile dayatmalar ve yaptırımlar uygulamadan barışçı bir küresel düzen yaratmada oynadığı role,
  • Çin’in dünya için sunduğu fırsatlar yanında Türkiye için de risklerden çok fırsatların ağır bastığına,
  • Türk-Çin ilişkileri köklü bir tarihe sahip olsa da günümüzde yeniden bu ilişkiler derinleşmeye başladığına ve ekonomik, teknolojik, askeri ve kültürel olarak Çin-Türk iş birliğinin gittikçe arttığına,
  • Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifinde yer alan Türkiye’nin, Kalkınma Yolu Projesinde Çin ile ortaklık kurmak istediğine,
  • Dünyanın en büyük döviz rezervlerine sahip olan Çin’den daha fazla yatırım çekmenin Türkiye’nin hedefleri arasında olduğunda,
  • Türkiye’nin BRICS ve Şangay İşbirliği Örgütü üyeliği hedefinde Çin’in önemli bir aktör olduğuna,
  • Pekin-Ankara ilişkilerinin derinleşmesi ve gelişmesinin her açıdan gelecek vaat ettiği gibi bölgesel ve küresel barışa da katkı verecek bir durum olduğuna değindi.

Sayın ERDEM ise:

  • Çin’in ekonomik, askeri ve uluslararası düzeyde agresif hedeflerinin sorgulanması gerektiği,
  • Türkiye açısından Çin’in ABD liderliğindeki Batı bloğunun dengelenmesi açısından ihmal edilmemesi gereken bir güç olduğu ama aynı zamanda;
    • Başta Doğu Türkistan’da soydaşlarımızın yaşadığı sıkıntıların,
    • Çin ile yaptığımız ticarette ülkemiz aleyhine gelişen dış ticaret açığının,
    • Çin’in Orta Asya ve Afrika ülkeleri üzerindeki gittikçe büyüyen ekonomik ve siyasi nüfuzun,
    • Çin’in bu ülkelere yaptığı yatırımları vesile ederek yerleştirdiği Çinli nüfusun,
    • Çin’in Tiktok ve Trendyol vb. platformlar üzerinden elde ettiği verilerin işlenmesiyle ülkemiz için oluşabilecek tehditlerin,
    • Çinli diplomatlarda müşahede edilen üstenci bakış ve Türkleri küçük görme tavır ve söylemlerinin,
    • Çin’in ekonomik gücünü kullanarak ülkemizde devşireceği siyasetçi, bürokrat, gazeteci vb. konumlardaki kişilerin oluşturabileceği sorunların dikkate alınması gerektiğini,
  • Bu nedenle ne Batı’yı, ne de Çin veya başka bir gücü idealleştirmeden, ülkemizin menfaatlerinin gerektirdiği yerde işbirliği, gerektirdiği yerde de rekabet ve mücadele ederek ilişkilerin sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.

SÖYLEŞİDEN KARELER

 

img

Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM); 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bağımsız bir düşünce kuruluşudur. Sahipkıran; Müşteri (Jupiter) ve Zühre’nin (Venüs) aynı hizada (bir burçta) oldukları zamanda doğan kişilere atfedilen bir sıfattır. Bu kişilerin cihangir olacaklarına inanılır. Cengiz ve Timur Hanların Sahipkıran oldukları bilinmektedir. Türk Dil Kurumunun yayınladığı güncel sözlükte, Sahipkıran için; “güçlü ve üstün hükümdar” tanımı yapılmaktadır.

Comments are closed

Benzer Gönderiler