Suriye iç savaşında yeni denklemler ortaya çıkmaya başladı. Hatta iç savaş olmaktan çıkıp küresel bir savaşa doğru bir evrilme görülüyor. Suriye rejimi sadece bugün değil kuruluşundan bu yana baskıcı, mezhepçi, ırkçı ve katliamcıydı. Ancak, ülkenin kendi içinde bugünkü boyutta bir kargaşa yaşanmıyordu. Dışarıdan Suriye’deki kurulu iç denkleme ilk olarak ABD’nin başını çektiği IŞİD’e karşı uluslararası koalisyon girdi. Aslında uluslararası hukuksal bir dayanağı olmayan bu girişe, herkes IŞİD faktöründen dolayı sessiz kaldı. Arappınarı (Kobani), ABD için iyi bir dayanak oluşturdu. ABD, bu durumdan iyi yararlandı ve Suriye’deki varlığına meşruiyet kazandırdı.
Suriye’deki mevcut denkleme, rejimin aşırı toprak kaybetmesi ve sahil bölgelerinin tehdit altına girmesi üzerine bölgedeki çıkarlarını korumak için 30 Eylül 2015 tarihinden itibaren Rusya da girmeye başladı. Ancak Rusya, ABD gibi sadece IŞİD’i hedefine koymadı, rejime karşıt olan bütün güçleri hedefine oturttu. Böylece ABD’nin dolaylı olarak desteklediği grupların da Ruslar tarafından vurulmaya başlanması, ciddi bir endişeye sebep oldu.
Türkiye tarafından Rus uçağının hedef alınması ve düşürülmesi, iki ülkenin ilişkilerini ve bölgenin durumunu gergin hâle getirdi. Kamuoyu, bölgesel ve bölge ötesi aktörler, bu olayın sonuçlarına ve Rusya’nın vereceği tepkiye göz dikmiş durumda. Tabii ki Ruslar bu olaya ilk tepkilerini gösterdi. Suriye’ye doğru donanmalarını göndererek Türkiye ile askerî iş birliğini askıya aldı. Ardından Rus vatandaşları için Türkiye’nin güvensiz bir ortam olduğuna dair bir mesaj yayımladı ve bazı uçuş seferlerini iptal ederek turistlerin programlarında değişiklikler yaptı. Her yıl 4 milyondan fazla Rus turist Türkiye plajlarına gidiyor. Ancak yetkililer artık Ruslara, güvende olmayacakları bu destinasyonu önermiyorlar. Bu karar, futbol kulüplerini bile ilgilendiriyor. Kış dönemi boyunca takımlar hazırlık kampı için sıklıkla Türkiye’ye gidiyorlardı. Ancak gelişen olaylar sebebiyle Rostov gibi birçok takım artık başka bir ülkeyi tercih edeceklerini açıkladılar. Türk mallarının gümrükteki kontrolleri artırıldı, bazıları askıya alındı ve nihayet zaten kuşatılmış olmasından zarar gören Kırım’ın Başbakanı, Türkiye ile gemi yoluyla yapılan bağlantıları askıya alma ve ekonomik ilişkileri bozma kararı aldı.
Türkiye, Rus savaş uçağını düşürerek bir yandan egemen her devletin yapması gerekeni yaptı ancak bir yandan da Suriye’de bir türlü ulaşılamayan siyasi çözüm tabutuna son çiviyi çakarak savaşı tırmandırmanın kapısını da aralamış oldu. Bölgede kartları yeniden karma süreci her geçen gün ivme kazanmakta ve bölgede etkin güçlerden biri olan Rusya’nın, gri bölgeden çıkarak İran ile ittifakı güçlendirmeye doğru yöneldiği görülmekte.
Bu bağlamda şu hususların öne çıktığını söylemek mümkün:
– Suriye’de siyasi bir çözüm sürecinin tıkandığını gören Türk Hükümetinin, 1 Kasım seçimlerinde güçlü bir tek parti iktidarının çıkması üzerine Suriye sorunu üzerine daha kararlı bir şekilde gitmeye karar verdiği anlaşılıyor.
– ABD’nin birçok olayda gerilimi tırmandırdığı gözlemleniyor. Bu durum, Türkiye’nin Rus uçağını düşürme operasyonunu ele alma biçiminde de açıkça görüldüğü gibi Sina Yarımadasında bir Rus yolcu uçağının patlatılmasından yaklaşık iki hafta sonra Ukrayna’yı Kırım bölgesinin elektriğini kesmeye itmesinde de görüldü. (İlgili haber için tıklayınız)
– Paris saldırıları ve diğer Avrupa ülkeleri üzerine çöken tekfirci tehditler nedeniyle Avrupa’da çok ciddi bir korku oluşmuş durumdadır. Bu korku sebebiyle Avrupa’da bulunan başta Türkler olmak üzere Müslümanlara yönelik tehdit ve saldırıların artma ihtimali çok yüksektir.
– Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı yürütülen savaşın Orta Asya’ya doğru kayma ihtimali bulunmaktadır. Zira, her geçen gün netlik kazanan bazı bilgiler, IŞİD ile yapılacak bir sonraki savaşın Orta Asya’da olacağı yönündedir. Nitekim IŞİD; Çin, Rusya ile İran arasında kalan bölgede birden çok emirlik kurmuş durumdadır.
– Rus uçağının düşürülmesi sonrasında giderek çetrefilleşen bir durumla karşı karşıya kalınacaktır. Son olayla Rusya, ara bulucu konumundan İran’ın müttefiki konumuna geçti ve Türk Hükümetini “Suriye içindeki radikal akımı” desteklemekle suçladı. Buna ilaveten Rusya, Suriye’de S-400 hava savunma sistemi kurdu.
Dünya ölçeğinde bakıldığında Suriye üzerinden ciddi bir kutuplaşma yaşanıyor ve “taraflar” diyebileceğimiz yeni durum ortaya çıkıyor. Ancak bu taraflar, soğuk savaş döneminde olduğu gibi homojen ilişkiler içinde değiller. Karşıtlıklarla birlikte ekonomik ilişkilerini de sürdürüyorlar. Burada şöyle bir manzara ortaya çıkıyor. Bir yandan 3. Dünya Savaşı yaşanıyor, diğer yandan bu savaşın karakteri bildiğimiz diğer dünya savaşlarına hiç benzemiyor.
.
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.
Comments are closed