Bağış Sepeti

Yasal Uyarı: Kaynak gösterilmeden ve açık link verilmeden sitede yer alan yazılar kullanılamaz.

Uluslararası İlişkiler

YAKLAŞAN SEÇİMLER VE DEMOKRATİKLEŞME REFORMLARI IŞIĞINDA KAZAKİSTAN

Parlamento Seçimleri

Kazakistan’da parlamento seçimleri yaklaşıyor. Her ne kadar Kazakistan 30 yıla yaklaşan yakın siyasi tarihinde çok sayıda seçim yaşasa da bu seçimler demokratikleşme reformları ardından yapılacak ilk seçim olması nedeniyle büyük önem taşıyor. Seçimlerin sadece Kazakistan için değil, bütün Türk Dünyası için önemli sonuçları olacaktır. Çünkü Türk Dünyası bütünleşme sürecinde öncü roller üstlenen Kazakistan, bölge ülkeleri için de rol model oluşturuyor. Türkiye’nin başlıca stratejik ortağı olan Kazakistan için 10 Ocak 2021 tarihinde gerçekleşecek parlamento seçimleri yeni dönemin yol haritasında belirleyici bir etken teşkil ediyor.

Yakın Siyasi Geçmiş

1990’lı yılların başında SSBC’nin dağılmasıyla uzun yıllar süren anti demokratik yönetimlerin ardından, çoğulcu demokrasinin tesisi bağlamında Kazakistan’ın durumunun oldukça zor olduğu unutulmamalıdır.

Ülke nüfusunun demokratik kültürü ve talepleri de arzu edilen düzeyde değildi. Katılımcılık ve çoğulculuk gibi ilkeler istenen oranda kabul görmüş değildi. Kazak vatandaşlarının yaklaşık yarısı günlük hayatta farklı dillerde konuşuyor ya da siyasi kaderini Moskova gibi bazı dış merkezlerin geleceğiyle örtüştürüyordu. Diğer bir ifadeyle, Kazakistan’ın kimlik bağlamında Kazak kimliği inşa ederek demokratik bir siyaset zemini oluşturması oldukça zordu. Ancak buna rağmen Nazarbayev liderliğinde Kazakistan, bu yolda önemli mesafeler kat etti.

Türkiye ile kurulan yakın ilişkinin de demokrasi kültürünün yerleşmesinde önemli bir etkiye sahip olduğu su götürmez bir gerçektir. Bu durum adeta ateş çemberinde kuruluş ve kurtuluş mücadelesi veren genç bir devletin, istikrarlı büyümeyle demokratikleşmeyi bir arada koruyabilmesine katkı sağladı.

Jeopolitik Bakış

Rusya ile 7000 km’lik kara sınırına sahip olan Kazakistan’ın, yabancı etkilerden kendisini koruyarak modern dünyayla entegre olmuş bir model oluşturabilmesi, hiç şüphesiz siyasi tarih açısından incelenmesi gereken önemli bir başarıdır. Hiçbir devletin Rusya ile bu kadar uzun sınırı yoktur. Öte yandan bu sınır iki devlet arasında var olan dünyanın en uzun kara sınırlarından bir tanesidir. Kazakistan’daki kalabalık Slav etnik kökenlileri bu uzun sınırla birlikte değerlendirdiğimizde, konunun ne kadar hassas olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan bakıldığında bölgede hala hegemon iddialarını sürdürmek isteyen Rusya tarafından özellikle 1990’lı yılların başında tehdit olarak algılanma ihtimali Kazakistan’ı zor duruma düşürebilirdi.

Bu şartlar altında Kazakistan, Nazarbayev liderliğinde demokratik seçimler düzenlemeyi, siyasal katılımı artırmayı, çok partili demokratik yarışı sağlamıştır. Kimi zaman bir takım itirazlar dillendirilse de Nursultan Nazarbayev her seferinde halkının artan bir desteğiyle sandıktan çıkmayı başarmış ve halkının büyük sevgisine mazhar olmuştur. Çünkü Nazarbayev iç ve dış politikada dengeleri oluşturmuş ve korumuş bir liderlik sergilemiştir.

Mülki ve idari birimlerin yanı sıra etnik grupların yasama ve yürütmedeki temsiline dikkat edilmiş, mümkün olduğunca adil bir taksimatın yapılması amaçlanmıştır. Ayrıca diğer eski Sovyet ülkelerinden farklı olarak Rusya ile yakın işbirliği geliştirilmiş Avrasya bölgesinde barış ve istikrarın kurulması ve korunması için öncelikle bölge halklarının bir arada yaşamayı ve birbirine güvenmeyi öğrenmeleri gerektiği göz önünde tutulmuştur.

Kazakistan’ın bölge ülkeleriyle güven ilişkisi kurması, çevresinde daha etkin politikalar üretmesinin yolunu açmıştır. 2000’li yılların ortasından itibaren Kazakistan, adeta art arda gelen demokratikleşme adımlarıyla bölgesinde bir demokrasi adası olacağının sinyallerini vermişti. Yapılan seçimler uluslararası kuruluşların ve gözlemcilerin nezaretinde gerçekleştirildi. Öte yandan idari ve siyasi süreçlerde halkın talepleri de göz önünde tutuldu.

Demokratik rejimlerin yeşerebilmesi ve hayat bulması için gerekli alt yapının varlığı büyük önem taşımaktadır. Güvenli ve istikrarlı bir zemin yoksa demokrasi ham bir hayal olmaktan öteye gidemeyecektir. Bu yönde dünyanın en büyük nükleer deneme sahalarından biri olan Semipalatinsk Nükleer Test Sahasının kapatılması kararı, Kazakistan’ın nükleer silahlardan vazgeçme kararıyla beraber alındı. Nazarbayev’in bu cesur kararı sayesinde Kazakistan, dünyanın dördüncü nükleer silah cephaneliği statüsünden çıkarak hızla nükleer silahsızlanma ve nükleer silahların yayılmasını önleme konusunda öncü ülkelerden biri haline geldi. 2009 yılında Kazakistan’ın önerisi ve bölge devletlerinin desteklemesiyle Orta Asya’da Nükleer Silahsız Bir Bölgenin Kurulmasına İlişkin Antlaşma yürürlüğe girdi. Böylece nükleer güçler olan Rusya, Çin, Hindistan, Pakistan ve nükleer silah elde etmeye çalışan İran ortasında, Avrasya’nın merkezinde Nükleer silahlardan arındırılmış istikrarlı ve barışçıl bir bölge oluşmuş oldu.

Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı ve Elbaşı Nursultan Nazarbayev’in bilgece politikaları Kazakistan’ın demokratikleşmesini hızlandırmıştır. Henüz hayattayken ve görev süresinin dolmasına uzun süre varken devlet başkanlığı makamından feragat edebilmesi, kendisi sonrasındaki sürecin de sağlıklı bir zeminde yürümesine imkân sağlamıştır. 9 Haziran 2019 tarihinde yapılan Kazakistan Devlet Başkanlığı seçimi öncesinde, Kurucu Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in 19 Mart 2019’da beklenmedik bir şekilde görevi bırakması, bu kararın gerekçeleri, sonuçları ve yansımaları anlamlı sonuçlar doğurmuştur.

Cumhurbaşkanı Tokayev

İkinci Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev döneminde dikkat çeken başlıca husus hayatın her alanında reform ve yenileşme çabalarıdır. Cumhurbaşkanı Tokayev 1 Eylül 2020’de yaptığı konuşmasında “Biz bir yerde durmuyoruz. Siyasi sistemimizi yavaş yavaş yeni duruma adapte ediyoruz. Toplumumuzun siyasi reformlara ihtiyacı var, bu yüzden kesinlikle devam edeceğiz. Demokrasinin ana düşmanları cehalet ve popülizmdir. Bu gerçek dikkate alınmalıdır. Bu reformların ve değişikliklerin başarılı bir şekilde uygulanması, hepimizin birliğine, vatanseverliğine ve yurttaşlık sorumluluğuna bağlıdır” demişti. Kazakistan’ın siyasi, idari, ekonomik ve benzeri alanlarda sürdürdüğü reformun sonuçları, iki ülke ilişkileri ve Türk Dünyasının gelecek vizyonu bakımından büyük bir anlam taşımaktadır. Bizzat Cumhurbaşkanı Tokayev’in göreve gelişi dahi siyasi reform çalışmalarının önemli bir unsurudur.

Elbette ki anayasal düzlemde siyasi reform çalışmaları 2005 yılına kadar geri götürülebilir. Hükümet ve parlamentonun yetkilerini yeniden düzenleyen kararlar bu tarihlerde alınmaya başlamıştı. Zaman içinde reformlar ve demokratikleşme adımları artarak devam etti. 10 Ocak’ta yapılacak parlamento seçimleriyle birlikte, tüm bu reform ve yenilenme adımlarının nasıl sonuç vereceği de görülecek. Parlamentonun alt kanadı olan meclis seçimlerinin yanı sıra yerel temsilci organlarının da seçimi yapılacak. 11 Ocak tarihinde Halk Asamblesinden parlamentoya gelecek 9 milletvekili belirlenecek.

Kazakistan küresel barışı ve güvenliği güçlendirmek, istisnasız bütün ulusların sürdürülebilir kalkınma ve refah hedeflerini gerçekleştirmek, dünyayı savaş ve şiddetten kurtarmak ve ayrıca uluslararası hukuk ilkelerine bağlı kalmak için aktif olarak çalışmaya devam etmektedir. Türkiye kardeş ülke Kazakistan’ın demokratikleşme konusundaki çabalarına her zaman destek vermektedir. Kazakistan dünyanın daha güvenli ve yaşanılır hale gelmesi için etkin olarak çalışan ülkelerin biridir. Bu diplomasi bir yandan küresel ve bölgesel güvenliğe katkı sağlarken, diğer yandan Kazakistan’ın uluslararası arenadaki itibarını yükseltmekte ve demokratik bir ortam oluşmasına katkı sağlamaktadır.

Siyasi reformların ve demokratikleşme adımlarının temel parolası “halkın sesini duyan devlet” anlayışıdır. Farklı görüşlerin özgürce ifade edilebildiği ve tek bir ulus olmanın bilincinin korunduğu bir model oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Kazakistan hükümet sisteminde Başkanlık makamının gücü korunurken etkili bir parlamento kurgulanmaya çalışılmakta, hükümetin hesap verebilir olmasını sağlayacak adımlar atılmaktadır. Siyasi muhalefetin oluşumu ve çeşitlendirilmesi için bir takım yasaların hayata geçirilmesi, seçim yasası, siyasi partiler yasası ve diğer siyasi reformlar paketinin kabul edilmesi bunun somut örnekleridir. Halen bir siyasi partinin seçimlere katılabilmesi için 40 bin seçmenin imza vermesi gerekirken bu sayı 20 bine düşürülmüş, gençlere ve kadınlara kotalar tanınması zorunluluğu getirilmiştir. Temel hak ve hürriyetler genişletilmiş ve güvenceleri güçlendirilmiştir. Öte yandan parlamentonun işleyişinde muhalefetin imkânlarını genişleten düzenlemeler yapılmıştır.

Sosyal devlet ve sosyal adalet ilkeleri ışığında gelir dağılımı adaletini sağlamaya yönelik adımlar atılmaktadır. Hantal bürokratik yapı yeniden kurgulanmakta, aynı zamanda yolsuzluklarla mücadele edilmektedir. Siyasi ve idari reformların devam edeceği, demokratikleşme adımlarının sürdürüleceği yönünde kararlılık vurgusu yapılıyor.

Cumhurbaşkanı Tokayev önemli bir devlet tecrübesine sahip. Dışişleri bakanlığı, başbakanlık, senato başkanlığı yapmış deneyimli bir isim. Bu seçimler Tokayev’in devlet başkanlığı süresinde gerçekleştirilecek ilk seçim olması yönüyle de anlam taşıyor. 10 Ocak’ta yapılacak milletvekili olağan genel seçimlerine 5 partinin katılması öngörülüyor. 312 adayın yarışacağı seçimleri kazanan 107 isim 5 yıl süreyle görev yapacak ve siyasal reformların da uygulayıcısı olacak.

Demokratikleşme Çabaları Işığında Kazakistan Seçimleri

Seçimler gizli oy, açık sayım usulüne göre şeffaf bir süreçte yönetiliyor. Uluslararası kuruluşlardan gözlemciler ülkeye geliyor. Avrupa Konseyi’nin yanı sıra Türk Dünyası Parlamenterler Asamblesi de çok sayıda gözlemci ile süreçte yer alıyor. Türkiye Cumhuriyetini temsilen Yüksek Seçim Kurulu temsilcileri ve TÜRKPA üyesi milletvekillerinden oluşan delegasyon da seçimlerde gözlemci olarak görev yapacak. Ayrıca Türk Keneşinden isimler de bu süreçte Kazakistan seçimlerini denetleyecek.

Türkiye ile güçlü bir işbirliği geliştiren Kazakistan; Türk Dünyasında ve Avrasya genelinde belirleyici bir özne olarak yükselmektedir. Jeopolitik esaslar dâhilinde strateji geliştirmek isteyen herkes, Kazakistan gerçeğini dikkate almak zorundadır. Türk asrını başlatacak güçlü ve model ülkeler, demokratik meşruiyet zemininde yükselecektir.

Mesut Emre KARAKÖSE – SASAM Başkanı

img

(Ankara) 1981 Kayseri doğumludur. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden lisans, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Anayasa Hukuku Anabilim dalından yüksek lisans derecesi almıştır. 6 ay süreyle İngiltere’de devlet teşkilatı, temel hak ve hürriyetler, sivil toplum kuruluşları hakkında araştırmalar yapmıştır. Anayasa Hukuku alanında yayımlanmış çalışmaları bulunmaktadır. Halen Hacettepe Üniversitesinde Kamu Hukuku Doktora çalışmasına devam etmektedir.

Comments are closed

Benzer Gönderiler