Bağış Sepeti

Yasal Uyarı: Kaynak gösterilmeden ve açık link verilmeden sitede yer alan yazılar kullanılamaz.

Etkinlikler

“SURİYELİ MÜLTECİLER SORUNU VE GÜNEYDOĞU İZLENİMLERİ” KONULU SÖYLEŞİMİZ GERÇEKLEŞTİ

Merkezimizce düzenlenen okuyucularımıza açık etkinliklerin 41.si, SASAM Başkan Yardımcısı Cesurhan TAŞ’ın “Suriyeli Mülteciler Sorunu ve Güneydoğu İzlenimleri” konulu sunumuyla gerçekleşti.

Sn.TAŞ, sunumunda Gaziantep, Kilis ve Şanlıurfa illerinde yoğun olarak bulunan Suriyeliler konusunda yaptığı çalışmalar ve gözlemleri aktardı. Konuşmasının başında ülkemizde yaşanan kavram kargaşasına değinerek, uluslararası hukuk kavramları olan Mülteci (Refugee), Sığınmacı (Asylumseeker), Göçmen (Immigrant), Düzensiz Göçmen (Irregular Immigrant), Vatansız (Haymatlos) kavramlarını izah etti. Bu kapsamda;

Mülteci kavramının; vatandaşı olduğu ülke dışında bulunan ve “ırkı, dini, tabiiyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncesi nedeniyle zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu” için vatandaşı olduğu ülkeye dönemeyen veya dönmek istemeyen kişiyi,

Sığınmacı kavramının, mülteci olarak uluslararası koruma arayan ancak statüleri henüz resmi olarak tanınmamış kişiyi,

Göçmen kavramının, maddi durumunu iyileştirmek ve daha iyi bir gelecek için başka bir ülkeye veya bölgeye göç eden kişiyi,

Düzensiz Göçmen kavramının, göç ettiği ülkeye o ülkenin yasalarını ihlal ederek giriş yapan, ülkede kalmak için yasal hakkı bulunmayan, ülkenin yasalarını ihlal ederek çıkış yapan kişiyi,

Vatansız kavramının kendi yasalarının işleyişi içinde hiçbir devlet tarafından vatandaş olarak sayılmayan kişiyi ifade ettiğini belirtti.

Daha sonra, konuşmacımız Türkiye’nin, Mart 2011’de Suriye’nin güneyindeki Dera kentinde başlayan protestolar sonrasında patlayan iç savaş sebebiyle ülkemize sığınan Suriyelilere yönelik olarak açıklanan bu kavramlardan hiç birisini kullanmayıp “konuk” kavramını kullanmayı tercih ettiğini belirterek, Türkiye’nin Suriyeli konuklara karşı “Açık Kapı Politikası”, “Açık Sınır Kapısı Politikası”, “Geçici Barınma” ,“Geçici Koruma” politikaları uyguladığını söyledi.

Konuşmasının devamında Cesurhan TAŞ, ülkemiz sınırları içinde 26 çadır ve konteynır kentte yaklaşık 300.000 kişinin, Suriye sınırları içinde 10 çadır kentte yaklaşık 100.000 kişinin barındığını, yaklaşık 3.000.000 kişinin ise Türkiye sınırları içinde serbest dolaşımda olduğunu belirterek, geçici barınma merkezlerinin kurulması ve işletilmesinden Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD), Suriyelilerin kayıt iş ve işlemlerinden ise İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğunu ifade etti.

Sözlerine, 04.04.2013 tarih ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan ikincil düzenlemelerle Suriyeli konuklara yönelik olarak verilen haklarıyla devam eden Cesurhan TAŞ, söz konusu düzenlemelerle Suriyeli konuklara; Türkiye’de kalma, sağlık hizmetlerine ücretsiz erişim, düzensiz yollarla yapılan giriş ve kalışlardan ötürü kişilerin cezalandırılmaması, geri göndermenin yasaklanması, devlet okullarına erişimde ve çalışma izni başvurularında kullanılabilecek bir kimlik kartının verilmesi, çalışma izni almanın kolaylaştırması, ücretsiz tercüme hizmetlerinin sağlanması, diğer ülkelere yerleştirilecek kişiler için çıkış vizesi alma zorunluluğunun kaldırılması hakların gibi yasal olarak verildiğini açıkladı.

Başta AB olmak üzere tüm dünyayı etkileyen Suriyeliler konusunda uluslararası topluma da çağrıda bulunarak daha çok sorumluluk üstlenmesini isteyen Cesurhan Taş, Suriyeli mülteciler için yerleştirme, insani kabul ve diğer kabul programlarının sayısını anlamlı olacak şekilde arttırmalarını, devletlerin yerleştirme ve kabul süreçlerini hızlandırmalarını, Türkiye ve Suriye’ye komşu diğer ülkelere hizmet kapasitelerini artırabilmeleri için ciddi destek sağlamalarını istedi.

Diğer taraftan Türkiye’nin de, uluslararası yardım talebinde ve uluslararası fon veren kuruluşlarla işbirliğinde daha aktif olması gerektiğini, yetkili birimlerin Türkiye’de bulunan Suriyelilerin sağlam bir veritabanını oluşturmasını, Suriyelilerin Türk toplumuna entegrasyonu için ciddi sosyal projeler geliştirmesi gerektiğini belirtti. Ancak en temel çözümün Suriye’deki iç savaşın durdurulması olduğunu söyledi. “En kötü barış, en iyi savaştan iyidir” diyerek sözlerine son verdi.

PROGRAMDAN KARELER:

SASAM9SASAM5SASAM8 SASAM7 SASAM6 SASAM4 SASAM3 SASAM2SASAM2 SASAM3 SASAM4 SASAM5 SASAM6 SASAM7 SASAM8 SASAM9

img

Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM); 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bağımsız bir düşünce kuruluşudur. Sahipkıran; Müşteri (Jupiter) ve Zühre’nin (Venüs) aynı hizada (bir burçta) oldukları zamanda doğan kişilere atfedilen bir sıfattır. Bu kişilerin cihangir olacaklarına inanılır. Cengiz ve Timur Hanların Sahipkıran oldukları bilinmektedir. Türk Dil Kurumunun yayınladığı güncel sözlükte, Sahipkıran için; “güçlü ve üstün hükümdar” tanımı yapılmaktadır.

Comments are closed

Benzer Gönderiler