Tüm dünyayı etkileyecek büyük bir kaos, Trump’ın ikinci kez seçilmesiyle öne alındı. ABD müesses nizamının ve eş zamanlı olarak 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan uluslararası düzenin, züccaciye dükkanına giren filin verdiği zararlara benzer bir durumla karşı karşıya kalacağı çalkantılı bir dönem bizi bekliyor.
20 Ocak 2025’te ikinci Trump dönemi başlayana kadar ise Trump’ın farklı politikalar izleyeceğini vaat ettiği uluslararası çatışma bölgelerinde (örneğin Ukrayna-Rusya savaşında, Suriye’nin kuzeyinde ve İsrail’in Gazze, Lübnan ve İran’a yönelik saldırılarında) hızlı gelişmeler yaşanma ihtimali oluştu. Trump’ın Avrupa’da büyük telaşa neden olan Ukrayna’ya ABD yardımlarını keseceğini vaadi, 20 Ocak’a kadar Ukrayna’nın cephede belirli kazanımlar elde etmesi için Biden yönetimi ile Avrupa ülkelerini süreci hızlandırmaya itebilir. Yani “Trump göreve başladıktan sonra ayrı, başlayana kadar ayrı bir netameli süreç dünyayı bekliyor” denebilir.
Bu konuda söylenecek söz çok ama biz başlığımıza dönelim. Malum, Trump ilk başkanlığı döneminde Türkiye tarafından terör örgütü olarak kabul edilen YPG/PKK komutanı Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin’e “General Mazlum” olarak hitap etmiş ve “Yakında sizi görmek için sabırsızlanıyorum” diyerek Beyaz Saray’a davet etmişti (bknz). Sonrasında bir grup ABD’li senatör, Mazlum Kobani’nin Kongreye hitap etmesi ve Beyaz Saray’da Başkan Trump ile görüşmesi için ABD Dışişleri Bakanlığına vize işlemlerini hızlandırma çağrısında bulunmuş ve bunun üzerine İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Washington Examiner’e “Washington bir teröriste ev sahipliği yapmamalıdır” başlıklı bir makale yazmıştı (bknz).
Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” kapsamında çıkarılacak bir yasal düzenleme ile serbest bırakılması ve Gazi Meclis’te DEM Parti grubuna hitap etmesine yönelik çağrısı sonrasında, daha önce YPG/PKK komutanın Beyaz Saray’a davet eden ve Rahip Brunson’ın serbest bırakılması için Türkiye’yi tehdit eden Trump’ın ABD’de seçimleri tekrar kazanmasıyla akıllara: “Acaba Trump bu defa da Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için Türkiye’ye baskı yapar ve Öcalan’ı Beyaz Saray’a davet eder mi?” sorusu geliyor. Zira TV5 Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Yılmaz, katıldığı bir programda, ABD’li bir yetkilinin 2011 yılında “Biz, Öcalan’ın ama genel başkan olarak, ama milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuştuğunu göreceğiz, bizim meslek yaşamımız bize bunu gösterecek!“ dediğini iddia etti.
TV5 Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Yılmaz: “Çankaya’da Öcalan’a çalışma ofisi hazırlığı konuşulmuş.” pic.twitter.com/1CzR3uEHjX
— Haber Aktif (@haberaktifcom) October 26, 2024
Ayrıca ABD’nin 1999 yılında Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye teslim ederken (bknz), Fethullah Gülen’i kurtardığı; Fethullah Gülen’in ölümünden sonra da Abdullah Öcalan’ın serbest kalmasını istediği ve bu talebi Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edildiği dönemde Başbakan Yardımcısı olan Devlet Bahçeli aracılığıyla dile getirdiği yönünde iddialar da mevcut. Bu durumda ABD’nin uzun vadeli planları arasında Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve ona yeni bir rol biçilmesi varsa, Türkiye’yi bu konuda zorla ikna edebilecek en iyi aktör, daha önce benzeri tecrübeleri olan Donald Trump idi ve o da seçimleri kazandı.
Türk ekonomisini derinden sarsan (Dolar’ın 3,79’dan 7,21’lere kadar çıkmasına neden olan) ve Türkiye’nin F-35 programından çıkarılarak parasını ödediği uçaklardan da mahrum kalmasına neden olan Rahip Brunson’ın serbest bırakılması süreci, hepimizin hafızalarına kazındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın: “Bu can bu bedende, bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsınız.” dediği ancak sonunda serbest bırakılıp özel uçakla ABD’ye uğurlanan Brunson olayındaki yaşananları, kronolojik olarak yazının alt kısmında bulabilirsiniz.
12 Ekim 2018’de Brunson’ın ev hapsi ve yurtdışı yasağının kaldırılmasıyla sonuçlanan bu kriz sonrasında 2019’da bu defa Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “aptal olma” diye hitap ettiği mektup krizi yaşandı. Türk Silahlı Kuvvetleri, 9 Ekim 2019’da YPG/SDG’nin kontrolü altındaki alanda bir güvenli bölge oluşturmak için Barış Pınarı Harekatı’nı başlatmıştı. Aynı gün tarihli Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği mektupta şu ifadeler vardı:
“Sayın Cumhurbaşkanı, gelin iyi bir anlaşma yapalım! Binlerce kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulmak istemezsiniz ve biz de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemeyiz – ve bunu yaparız. Size bunun bir örneğini Pastör Brunson olayında yaşatmıştım.
“Eğer bu işi doğru ve insani bir şekilde yaparsanız tarih de sizi iyi yazar. Eğer iyi şeyler olmazsa, tarih sizi sonsuza dek bir şeytan olarak görür. Sert adamı oynama. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım.”
Ankara’da tepki yaratan mektubun diplomatik yollarla Beyaz Saray’a iade edildiği, yetkililer tarafından kamuoyuna duyuruldu. ABD ve Rusya’nın devreye girmesiyle Barış Pınarı Harekâtı 17 Ekim 2019’da sona erdi.
🇺🇸 ABD’nin 47’nci Başkanı Donald Trump, AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yolladığı mektupta geçen “Aptal olma. Ekonominizi mahvederim.” sözünü her fırsatta hatırlattı. pic.twitter.com/3oyqQanVXr
— Turhan Bozkurt (@TurhanBozkurTV) November 9, 2024
Trump’ın ilk başkanlığı döneminde yaşanan bu olaylar ve Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de dile getirdiği ve bu haftaki (5 Kasım) grup toplantısında arkasında durduğunu söylediği Abdullah Öcalan’a af çıkarılarak Gazi Meclis’te konuşma yapmasına yönelik talep birlikte değerlendirildiğinde: “Acaba Bahçeli’nin isteği, Öcalan’ın Beyaz Saray’da ağırlanmasından önce mi, yoksa sonra mı olur?” diye düşündürtüyor. Neticede Trump’ın elinde önemli bir bahane de olacak: “Sizin Milliyetçi Partiniz bile bunu istiyor” diyebilecek!
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız
_________________________________________
Rahip Brunson Olayı Kronolojisi (kaynak)
-Eylül 2016: Sınır dışı kararı
İzmir Diriliş Kilisesi Rahibi ABD vatandaşı Andrew Craig Brunson ‘milli güvenliği tehdit eden faaliyetlerde bulunduğu’ iddiasıyla, eşi Norine Lyn Brunson ile birlikte sınır dışı edilmesine karar verildi. 20 yıldır Türkiye’de yaşayan Brunson çifti, İzmir Mimar Sinan Mahallesi’ndeki evlerinden alınarak Göç İdaresi’ne teslim edildi.
-9 Aralık 2016: Gizli tanık ‘casus’ dedi, Brunson tutuklandı
Sınır dışı işlemleri devam ederken 15 Temmuz soruşturmasında bir ‘gizli tanık’ Brunson aleyhine savcılıkta ifade verdi ve Evanjelik Rahip Brunson Gülen ve PKK bağlantılı olduğu gerekçesi ile tutuklandı. “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek” suçlamasıyla 20, toplamda 35 yıla kadar hapsi istendi.
-16 Mayıs 2017: Brunson mevzusu ilk kez masada
Brunson’ın serbest bırakılma talebi Washington’daki Trump-Erdoğan görüşmesinde gündeme getirildi.
-28 Eylül 2017: Erdoğan’dan ilk ‘takas’ teklifi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’de yaptığı Polis Akademisi Mezuniyet Töreni konuşmasında “Diyorlar ki, papazı bize verin. Bir papaz da sizde var. Siz onu bize verin biz de onu yapalım yargıda gereğini size verelim” ifadelerini kullandı. Bu ifadeler ‘pazarlık’ eleştirilerine neden oldu.
-13 Mart 2018: Müebbet hapis cezası
16 ay boyunca iddianamesinin hazırlanmasını hapiste bekleyen Brunson için ‘FETÖ/PDY üyeliği ve yöneticiliğinden’ ömür boyu hapis cezası istendiği açıklandı. 35 yılla yargılanmasına hükmedildi.
-16 Nisan 2018: ilk duruşma
Brunson’ın ilk duruşması görüldü. ABD’li senatörler duruşmayı izlemek için Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Daha önce Brunson için 37 Senatör ve 78 Kongre üyesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mektup yazmış, serbest bırakılıp sınır dışı edilmesini istemişti. Tutukluluk halinin devamına karar verildi ve duruşma 7 Mayıs’a ertelendi. Kararın ardından aynı gün Halkbank-Hakan Atilla davasının 16 Mayıs’a ertelendiği açıklandı.
-19 Nisan: İlk yaptırım uyarısı
Trump ‘Papaz Brunson Türkiye’de zulme uğruyor’ dedi ve hemen ardından ilk yaptırım uyarısı ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wess Mitchell’dan geldi. Mitchell Brunson’ın serbest bırakılmaması halinde, ‘Türkiye için sonuçları olabilir’ ifadesini kullandı. Bir gün sonra iki senatör yaptırım için çalışma başlattı.
-7 Mayıs 2018: Tahliye talebine red
İkinci duruşmada üç gizli tanık tarafından suçlanan ve bu tüm suçlamaları reddeden Brunson’ın tahliye talebi reddedildi ve dava ertelendi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, rahibin serbest bırakılması için Washington’dan gelen çağrılara hukuki sürece müdahale edilemeyeceği ve mahkemenin sonucunun beklenmesi gerektiğini söyleyerek yanıt verdi.
-28 Mayıs 2018: F-35 savaş uçakları ve Brunson
Trump: ”Brunson masum. O casus ise ben ondan da casusum. Türkiye’de yargılanması devam ediyor, ama yargı süreci de pek yargı süreci değil. Türkiye’dekilerle bu konuda bir şey yapılması için konuşuyoruz. Rahip Brunson, umarım bizi duyabiliyorsunuz, bir noktada size yardım edeceğiz. Bunun üzerinde uzun zamandır çalışıyoruz”. Bu tarihten sonra F-35 savaş uçakları konusu ABD’de Brunson ile birlikte anılmaya başlandı.
-20 Haziran 2018: ABD’nin tehdidi F-35’ler mi?
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, F-35’lerin teslimatı karşılığında ‘FETÖ soruşturmasından’ tutuklu bulunan ABD’li rahip Andrew Brunson’un serbest bırakılması talebinin bir tehdit olduğunu söyledi.
-29 Haziran 2018: Senatörlerden cezaevi ziyareti
ABD’li Senatörler Lindsey Graham ve Jeanne Shaheen Brunson’u cezaevinde ziyaret edip ardından Erdoğan ile görüştüler. Graham daha sonra yaptığı açıklamada bu sorunun çözüme kavuşmaması halinde Türkiye ile ilişkilerin daha iyi bir noktaya gelmeyeceğini bildirdiğini söyledi. Graham yaptırım çalışmalarını hazırlayan senatörlerin başındaki isim olarak biliniyor.
-18 Temmuz 2018: Tahliye talebine üçüncü red
Brunson’ın tahliye başvurusu üçüncü kez reddedildi. Bu karar ABD’li yetkilileri ayağa kaldırdı. Başkan Trump Twitter üzerinden olayı ‘rezalet’ olarak tanımlayıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulunarak, Brunson’ın serbest bırakılmasını istedi. Amerikan Senatosu, Türkiye’ye uluslararası finans kurumlarınca kredi verilmesine engel olmak için harekete geçti.
-25 Temmuz: Brunson ev hapsinde
Casusluk iddiaları ile 35 yıl hapis cezası istenen Brunson’In tutukluluğu “sağlık sorunları” dikkate alınarak ziyaretçi kabul edebileceği, internet ve tüm iletişim araçlarnı kullanabileceği şekilde ev hapsine çevrildi. ABD bunun yeterli olmadığını açıkladı.
-26 Temmuz 2018: Serbest bırakın ya da sonuçlarına katlanın
Önce ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence hemen ardından Başkan Trump’tan peş peşe yaptırım açıklamaları geldi. Pence, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye hükümetine ABD Başkanı Trump adına mesajım var: Pastor Andrew Brunson’u hemen serbest bırakın ya da sonuçlarına katlanmaya hazır olun” ifadelerini kullandı. Pence, “ABD, Türkiye’ye karşı bazı ekonomik yaptırımlar uygulayacak” dedi.
Pence’in açıklamalarının şoku geçmeden Trump twitter üzerinden “ABD, harika bir Hristiyan, aile babası ve harika bir insan olan Rahip Andrew Brunson’ın uzun süreli tutukluluk hali sebebiyle Türkiye’ye geniş yaptırımlar uygulayacak. Brunson çok acı çekiyor. Bu masum din adamı hemen serbest bırakılmalı” paylaşımını yaptı.
Açıklamalar gündeme bomba gibi düştü. Hem siyasette hem de piyasalarda şok etkisi yarattı.
Ankara bu durumu tehdit olarak değerlendirdi. Aynı gün içinde Türkiye’den ABD’ye peş peşe cevaplar geldi.
Erdoğan Güney Afrika seyahatinden dönene kadar açıklama yapmadı. Ancak yardımcısı, dışişleri bakanı ve sözcü seviyesinde rest cevabı verildi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu mevkidaşı Mike Pompeo ile konuyu telefonda değerlendirdi.
-1 Ağustos: İki Bakan ABD’nin kara listesinde
ABD Brunson’ın serbest bırakılmamasında payları bulunduğu gerekçesiyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e yaptırım kararı aldı. İki bakanın kara listeye alınarak ABD’deki mal varlıklarına el konulması, ülkeye girişlerinin ve ABD ile tüm ticari ve finansal ilişkilerinin dondurulması kararı verildi.
-12 Ekim: Brunson’ın ev hapsi ve yurt dışı yasağı kaldırıldı
İzmir’de, ‘terör örgütleri adına suç işlediği ve casusluk yaptığı’ iddiasıyla hakkında 35 yıl hapis cezası istenen ve ev hapsinde olan ABD’li din adamı Andrew Craig Brunson’a, 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi. Hükümle birlikte serbest bırakılan Brunson’ın ev hapsi ve yurt dışı yasağı kaldırıldı. İzmir 2’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, mahkeme heyeti, verilen aranın ardından kararını açıkladı.
Heyet, Brunson’a TCK’nın 220/7 maddesi gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verirken, hükümle birlikte sanığın ev hapsi ve yurt dışı yasağını kaldırdı.
-13 Ekim: Trump, Rahip Brunson’u Beyaz Saray’da ağırladı (Bknz)
ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’de 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılması sonrası serbest bırakılan ve ülkesine dönen Amerikalı pastör Andrew Brunson’ı Beyaz Saray’da ağırladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir kez daha teşekkür eden Trump, Brunson’ın serbest bırakılmasının Türkiye ile ilişkileri açısından atılmış “harika bir adım” olduğunu söyledi.
Comments are closed