Bağış Sepeti

Yasal Uyarı: Kaynak gösterilmeden ve açık link verilmeden sitede yer alan yazılar kullanılamaz.

Ülke Masaları

MOSKOVA İZLENİMLERİ

Ahmet Ferruh ÖNCÜ

“Ruslar, bilinenin aksine beşeri münasebetlerde oldukça muhafazakârlar. Bayan ve erkeklerin tokalaşması adeti yok, hatta büyük ayıp sayılıyor. İki samimi Rus ailesi karşılaştığında beyler tokalaşır, sarılırlar ama bayanlar bir adım geride sadece başlarıyla selam verirler, asla beylerle tokalaşmazlar. Bu yaşanan gerçeğin bizce bilinmemesine de şaşırıyorum. Ve bizdeki beyler ve bayanlar arasında oluşturulan laçka durum, gözümün önüne geldikçe utanıyorum. Milletler, geçmişleriyle kültür bağlarını kaybetseler bile asaletlerini kaybetmemeliler. Moskova, muhafazakâr yaşam tarzıyla beni hep şaşırtmıştır ve bu durum ülkemdeki kültürel ve dini anlayışta meydana getirilen erozyonun vahametini daha iyi görmemi sağlar”

Yukardaki sözler şu an Moskova’da yaşayan öz abime ait. Geçen hafta kendisini ziyaret fırsatım oldu. Kısa da olsa Moskova’yı gezdim. Şanslıydım, rehberim yani abim, onüç yılını o coğrafyada geçirmiş iyi bir gözlemciydi. Ziyaretim sırasında Moskova ve Ruslarla ilgili aldığım kısa notları sizlerle paylaşmak istiyorum. Medeniyet yolumuzda bize de örnek olabilecek bilgiler olabilir.

Bilmeyenler için söylüyorum, Rusya Türk vatandaşlarına vize uygulamıyor. Çok rahat giriş yapabiliyorsunuz.

Moskova benim tahmin ettiğimden daha Avrupalı bir şehir. Son derece modern. Ancak bunun yanında tarihi dokusunu da çok iyi korumuş. Her yerde köklü bir tarih ve kendilerine has derin bir medeniyetin varlığını hissedebiliyorsunuz.

Sovyetlerden sonra Batının bir çok sistemine hızla adapte olmuşlar. Kapitalizm hayatın içinde buram buram koksa da öğreniyorum ki ekonominin arka planında devletin büyük bir etkisi var.

10 bin civari Türk var. Malesef kültürlerinden uzak ve dağınık yaşıyorlar.

Rusya’da 20 milyondan fazla müslümanın olduğu söyleniyor. Devlete bağlı bir müftülük var. Yeni bir cami yapılıyor merkezde. Oldukça büyük ve ihtişamlı Rus mimarisine sahip. Henüz inşaat. Maalesef yedi yıldır bitirememişler.

Ruslar doğu insanı gibi.Vücut dilleri, konuşma uslüpleri ve tarzları batılılar gibi değil. Sert yüzlüler ama kendi içlerinde ve aile ilişkilerinde sıcak gözüküyorlar. Bunun yanında etraflarındaki yabancılarla hiç ilgilenmiyorlar. Bu tarafları batılılara benziyor.

Moskova’daAvrupa şehirleri gibi bol park var. Parklar Avrupadakiler gibi, ormanlık ve yemyeşil.

Avrupaya kıyasla parklar canlı. Ailelerin rahatlıkla gelebildiği yerler. Çocuklar ve gençler için bol aktivite imkanı var buralarda.

Gitmeden önce ben sokaklarda sarhoşların olacağını, kaba saba insanlarla muhatap olacağımı zannederdim. Aksine İngiltere’deki en sakin şehirdeki gibi rahat hissettim kendimi. 13 milyondan fazla nüfus, her yer insan kaynıyor ama sizi rahatsız eden bir magandalık yok ortalıkta.

Dünyada ne gördülerse ülkelerine adapte etmişler. Bizde malesef olmayan ya da olsa bile uygulanmaya Avrupayı Avrupa yapan “sağlık ve güvenlik standartları” heryerde sıkı bir şekilde uygulanıyor.

Trafik düzenli. Kurallara uyuyorlar. Geniş yollar dikkat çekiyor.

Uçak şehrin etrafında dönerken farkettim, şehir bir ormanın içine kurulmuş gibi. Evler, yüksek siteler halinde ama düzenli ve ağaçların arasında kayboluyor.

Merkez Moskova, tamamen tarihi dokuya sahip. Son yüzyılda iki büyük rejim değişikliği yaşadıkları halde hep bir önceki rejimin tarihi yapılarını korumuşlar. Ya da şöyle diyelim bizdeki gibi tamamen yok etmemişler.

Şehirde batılı turist çok az. İngilizce çok çok az kullanılıyor.

Ticarette ana kalemler, milliyetçilere ve devlete ait. Doğru ya da yanlış ama kapitalizmin güçlü aktörleri bu ülkede pek güçlü değil. Putin, çok güçlü bu devlette. Sanki Çarlık yeniden gelmiş. Ama herkes halinden memnun gibi.

Ruslar, hiçbir şey bilmeyen köylü bir millet değil. Bu belli oluyor. Geçmişte yıktıları düzenlere ait olan mimari ve tarihi yapıları aynen korumuşlar ve geçmişlerine saygı duyuyorlar. Şunu anladımki bizdeki devlet zulmü Sovyet zulmünden daha betermiş. Sovyet zulmü o anki hayatlarını etkilemiş, bizde ise geçmiş ve geleceği komple tarumar etmiş.

Buraya gelen Türklerin çoğunun da, malesef olumlu yönleri almak yerine -farklı niyetlerle geldikleri için olsa gerek- gördüklerinden bir şeyler kapıp güzel ülkemize kazandırma dertleri olmamış.

Bunun yanında Rusya’nın Avrupa’nın bir çok ülkesinden farkı ise Moskova ve St Petersburg gibi şehirlerle, küçük şehirler arasında ekonomik farklılığın olması. Yani gelir dağılımını henüz tam adaletli dağıtamamışlar.

Kısacası Putin’in ülkesi ciddiye alınması gereken bir ülke.

.

Ahmet Ferruh ÖNCÜSASAM İngiltere Temsilcisi

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

img

Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM); 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bağımsız bir düşünce kuruluşudur. Sahipkıran; Müşteri (Jupiter) ve Zühre’nin (Venüs) aynı hizada (bir burçta) oldukları zamanda doğan kişilere atfedilen bir sıfattır. Bu kişilerin cihangir olacaklarına inanılır. Cengiz ve Timur Hanların Sahipkıran oldukları bilinmektedir. Türk Dil Kurumunun yayınladığı güncel sözlükte, Sahipkıran için; “güçlü ve üstün hükümdar” tanımı yapılmaktadır.

Comments are closed

Benzer Gönderiler