Bugün Rusya Federasyonu bünyesinde yer alan Başkurdistan Cumhuriyeti, 23 Mart 1919’da Rusya Sovyet Federal Sosyalist Cumhuriyeti (RSFSC) bünyesine dahil edilerek kurulmuş olup Türk soylu halkların yoğun olarak yaşadığı ülkelerden birisidir. Başkenti Ufa olan Başkurdistan’ın yüzölçümü 143.600 km²’dir. 100 yıl önce bu devleti kuran Başkurt halkı, bugünlerde geniş katılımlı törenlerle cumhuriyetlerinin asırlık kuruluş yıldönümü kutlamalarını gerçekleştirmektedirler.
Başkurtların sevinç ve heyecanlarını paylaşarak Başkurdistan’ın devlet olarak ortaya çıkış sürecini inceleyip göz önüne çıkarmak da Türk milli vicdanının bir gereğidir. 100 yıl önce, 20 Mart 1919 tarihinde Moskova’da Özerk Sovyet Başkurdistan Cumhuriyetini kuran anlaşmaya imza atıldı. Bu anlaşma, 23 Mart 1919 tarihinde İzvestiya Gazetesinde yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bu sebeple bu tarih, SSCB döneminde Başkurdistan Cumhuriyetin kuruluş tarihi olarak kutlana geldi. Başkurdistan Sovyet Cumhuriyeti topraklarında ulusal özerkliğin kurulması tarihi öneme sahip bir olaydır. Zira, bu yönetsel yöntem, Rusya içindeki federal ilişkilerin biçimi ve diğer ulusların da Sovyet sistemi içinde benzer şekilde özerklik kazanmalarının yolunu açmıştır.
Başkurdistan’ın özerk bir cumhuriyet olarak ortaya çıkışı, Rus Çarlığının çöküşü ve 1917 yılındaki Bolşevik devriminin ortaya çıkardığı çalkantılı döneme denk gelir. Kuruluş sürecinde, ilk olarak 1917 yılının 14-17 Nisan tarihlerinde Ufa’da 1.Yerel Müslüman Kongresi gerçekleştirildi ve bir Milli Şura oluşturuldu. Bu kongrede Başkurt delegeler toprak ve diğer konular üzerinde özerk bir ulusal cumhuriyeti öngören bir program doğrultusunda hareket ettiler.
1917 yılının 1-11 Mayıs günlerinde Moskova’da 1. Bütün Rusya Müslüman Kongresi toplandı. Bu toplantıda 50 kişilik Başkurt delegasyonu Rusya’nın federal statüsü, Başkurt özerkliği ve önceden işgal edilen Başkurt topraklarının iade edilmesi üzerine çeşitli konuşmalar yaptılar. Kongre sırasında 10 Mayıs 1917 günü Başkurt delegeler 1.Bütün Başkurt Kongresi (Kurultay) hazırlıklarını yapmak üzere bir yürütme organı belirlediler. Kongre’de 2 milyonluk Başkurt nüfusunun delegeleri, Başkurt halkının ulusal ve gündelik durumunu ortaya koyarak tartışıp
- 20-25 Temmuz 1917 tarihlerinde Orenburg’da bir kongre düzenlenmesinin gerekli olduğu,
- Kongre merkezinin Başkurt halkının mülkü olan Kervansaray olması gerektiği,
- Kongreyi düzenlemek ve gerekli hazırlıkları yürütmek üzere Sagita Mryasova, Allaberdi Yagaforova ve diğer yetkin kişileri büroya davet etme yetkisi ile Zeki Velidi’den müteşekkil bir büro oluşturulması ve büronun merkezinin Orenburg’da olması,
- Büro üyelerinin giderlerinin ve kongre maliyetlerinin kamusal hesaplardan ödenmesi,
konularında çeşitli kararlar almışlardır.
14 Haziran 1917 de “Başkurt İttifakı Bürosunun Muhabiri” adlı gazete yayınlanmıştır. Bu gazetede Zeki Velidi, “Başkurtların Önündeki Zorluklar” başlıklı bir makale yayınlayarak Başkurt ulusal hareketinin Başkurdistan’ın ulusal ve ülkesel özerkliği üzerindeki temel düşüncelerini ortaya koymuştur. Bu gazetenin adı müteakip ay içerisinde “Başkurt” olarak değiştirilmiştir.
20-27 Temmuz 1917 günlerinde 70 delegeli Bütün Başkurt Kongresi Orenburg’da toplanıp Başkurt Merkez Şurası Yürütme Kurulu üyeleri belirlenmiştir. Yürütme Kurulu Üyeleri olarak Sharif Manatov, Zeki Velidi, Garif Mutin, Sagit Mryasov, Ildarkhan Mutin, Usman Kuvatov, Haris Yumagulov seçilmişlerdir. Bütün Başkurt Kongresinde ise aşağıdaki kararlar alınmıştır:
1- Bütün Başkurt Kongresi, Moskova’da toplanan 1.Bütün Rusya Müslüman Kongresi kararlarını benimsemektedir. Ulusal-ülkesel-federal ilkeler üzerine kurulu ve geniş bir şekilde Rusya Müslümanlarının haklarını ve çıkarlarını garanti eden bir yönetim sistemi uygun görülmektedir.
2- Ural bölgesi tarihin bilinmeyen zamanlarından beridir Başkurtların var olduğu ve hayatlarını sürdürdükleri Başkurt vatanıdır.
3- Başkurt Merkezi Ulusal Şurası Yürütme Kurulu 7 kişiden müteşekkildir. Bu kişiler sadece ve sadece şurada görevlidirler ve başka kurumlarda çalışmaları yasaktır. Üyeler her bir vilayetten seçilerek geleceklerdir. En az ayda bir kez toplanacaktır. Merkezi Şura ofisleri bütün kamusal hizmet alanlarında oluşturulacaktır.
4- Başkurtlar ulusal ve ülkesel özerklik istemektedirler. Bu sebeple, kurucu meclise seçilecek kişilerin özellikle bu çizgide fikriyata olan kişiler arasında seçilmesi, Başkurt ulusal çıkarlarını savunması ve Başkurt ulusal kimliğine sahip olmalı şarttır. Ulusal ve ülkesel özerklik talebinde bulunan ve savunan uluslar ve partilerin oluşturduğu ittifaklara katılmak mümkündür.
5- Milli yapıda bir ordunun kurulması ve yaşatılması zarurettir.
6- Eski baskıcı hükümete karşı mücadeleci politikalar desteklenmektedir. Çarlığın sürdürdüğü savaş, insanların iradesine rağmen yapılıyor, insanları büyük bir yıkım ve felakete sürüklüyor. Savaşın daha fazla devam etmesi Rusya içindeki uluslar için iktisadi ve diğer açılardan fayda sağlamamaktadır. Bu sebeple, Bütün Başkurt Kongresi insanların mülkünü gasp etmeden, ulusların toplu haklarına daha fazla zarar vermeden mümkün olan en kısa sürede kan dökülmesine son verilmesi çağrısında bulunmaktadır.
7- Başkurtlar tarafından sahip olunan bütün araziler bütün Başkurt halkının mülküdür; özel mülkiyete terk ve teslim edilemez. Başkurt halkının elinden haksız bir şekilde alınan bütün araziler Başkurt halkına iade edilmelidir. Başkurt ülkesinde transfer edilecek bütün araziler öncelikle topraksız ve yoksul Başkurt halkına verilecektir. Başkurt topraklarının Başkurt halkı arasında dağıtımı Başkurt Arazi Esas Komitesi tarafından yapılacaktır. Arazilerin paylaştırılmasında mevcut nüfusun kadın erkek dengesi ve eşitliği gözetilecektir.
8- Ülkedeki ormanlar, dağlar, maden ve mineral kaynaklar, tatlı sular, bütün Başkurt halkının zenginliğini oluşturur.
9- Bütün Başkurtlara araziler dağıtıldıktan sonra boşta kalan arazi olursa öncelikle Başkurtlarla akraba topluluklara dağıtılacaktır.
10- Bundan sonra değişik kurumlar eliyle ve değişik isimlerle halktan toplanan varlıklar, Başkurt Ulusal Fonunda tek elden birleştirilecektir. Bu konuda Başkurt Merkez Şurası yetkilidir.
11- Kervansaray’ın mülkiyeti Başkurtlara aittir. Başkurtlar tarafından ve Başkurt kaynakları kullanılarak inşa edilen ancak çarlık hükumeti tarafından 1865 yılında istimlak edilene bu bina, Merkezi Şuranın ve diğer Başkurt Müslüman kurumlarının ulusal hizmet binasıdır.
12- Eğitim faaliyetleri Başkurt ulusal kurumlarının gözetim ve denetimi altında yürütülecektir.
13- Siyasal ve medeni haklar bakımından kadın ve erkek eşittir. Aile düzeni ve inanç konularında İnanç Kongresi İdaresi yetkilidir.
Kongre kararlarında dikkati çeken husus Başkurt ulusal kimliğine yapılan ısrarlı vurgudur. Ulusal ve ülkesel özerklik talebi güçlü bir şekilde dile getirilmiştir. Diğer taraftan, kadın-erkek eşitliğine vurgu yapılması, kadınlara eşit haklar verilmesi zamanın koşullarına göre özellikle dikkate değer bir husustur. Ayrıca, arazilerin Başkurtlara dağıtılması sonrasında boşta arazi kalırsa o zaman Başkurtlara akraba topluluklara öncelik verilmesinin dile getirilmesi de Başkurtların Türk ulusal kimliğine verdiği değerin bir yansıması olarak kabul edilebilir.
25-29 Ağustos 1917 tarihlerinde 2.Bütün Başkurt Şurası Ufa’da toplandı ve Yürütme Komitesi olan Merkez Şura yeniden seçildi. Yürütme Komitesi olan merkez şura üyeleri; Sharif Manatov, Nuriagzam Tagirov, Zeki Velidi, Habibulla Gabitov, Kashfi Karibov, Ahmadi Gumerov, Galiakhmet Khasanov, Musa Smakov, Fatih Davletshin, Shaikhzada Babich, Salyakhetdin Atnagulov ve Sagit Mryasov olarak yeniden belirlendi.
Merkez Şura tarafından 11 Kasım 1917 tarihinde ferman adıyla bir kararname yayınladı. 1 No’lu kararnamede (Ferman) Rusya’daki Bolşevik devrimine olan bakış ortaya konmuştur. 25 Ekim 1917 tarihinde Rusya geçici hükümetinin Bolşevik partisi tarafından devrilmesi üzerine bir iç savaş başladığından bahisle Başkurtların hangi tarafta durması gerektiği belirlenmeye çalışılmıştır. Başkurtların Bolşevikler mi yoksa Menşevikler safında mı yer alacağı değerlendirilerek her iki tarafta da yer alınmayacağı sadece Başkurtlar safında yer alınacağı tercihi ortaya konmuştur.
Başkurt Sovyet Cumhuriyetinin askeri komiseri ve özerklik hareketinin önderlerinden Zeki Velidi Togan, hatıralarında Bolşevikler ile anlaşma imzaladıktan sonra Lenin’in bu ferman ile ilgili olarak soru sorduğunu ve kendisinin de bu metni bizzat yazdığını, fermanın ulusal egemenlik temelinde Başkurt halkının görüşlerini yansıttığını ifade etmiştir. Rusya’da egemen olan anarşi ve kargaşa yüzünden Başkurdistan’ın bağımsızlık ilanının gerekli olduğunu ve bu zamanda hiçbir Müslüman ulusun bağımsızlık ilan etmediğini dile getirmiştir.
15 Kasım 1917 tarihinde Başkurt Merkez Şurası 2 no’lu kararname (ferman) ile Başkurdistan’ın ulusal ve ülkesel özerkliğini ilan etmiştir. 8-20 Aralık 1917 tarihinde 3.Bütün Başkurt Şurası özerklik ilanını onayarak yeni bir hükümet kurmuştur. Hükümetin görev alanına kamu düzeninin sağlanması, vergilerin toplanması, harcamaların yapılması, mahkemeler, silahlı güçler, ulusal eğitim, yeraltı, yerüstü sermayesinin tasarrufu konuları dahil edilmiştir.
Bu üç kongre Başkurtların ulusal hareketinin muhtelif aşamalarını oluşturmaktadır. Bu kongrelerde, Başkurt halkının Bolşevik devrimine bütün olarak bakışı, arazi sorunları, Başkurdistan ve Rusya’nın gelecekteki olası devlet yapısı ortaya konmuştur. Bu sebeple, Başkurtlar o vakitler Rusya Müslümanlarının çıkarlarını savunan tek kurum olan VI. Devlet Duma’sında Müslüman grubun en etkin üyeleri olarak ülkenin federal yapısını en çok vurgulayan insanlar olmuşlardır ki bunun ideologu Zeki Velidi Togan’dır.
İlave olarak belirtilmelidir ki Bolşevik devriminin ilk günlerinde Başkurt liderler kendi programlarının sadece demokratik bir toplumda uygulanabileceğinin bilincindeydiler ve bu sebeple Rusya’da demokratik değişimler yönünde desteklerini açıklamışlardır. Aynı zamanda, hiçbir siyasi parti ile ittifak durumunu dile getirmemişlerdir. Başkurt Merkez Şurasının 1 no’lu fermanında ifade edildiği üzere Rusya’daki siyasal güçleri arasındaki ölümcül mücadelede taraf tutmamışlar ve olmamışlardır.
Başkurt ulusal hareketinin önderleri, her daim hükümetlerinin özerkliğine vurgu yapmışlar, Başkurdistan Cumhuriyetinin yasama yetkisi üzerine etkili önlemler almışlardır. Aynı zamanda, Başkurtlar küçük bir halk olarak Moskova’da kurulacak bir otorite ile uzlaşmak zorunda olduklarının farkındaydılar. Kabul etmek gerekir ki Başkurtların 1917’de özerklik ilan etmeleri büyük öneme sahiptir.
1918 yılında Başkurdistan, Rusya’daki sivil iç savaşın merkezi konumundadır. Başkurt hükümeti iki ateş arasında kalmıştır. Sovyet hükümeti küresel ölçekte bir işçi devrimi beklentisi ile herhangi bir ulusal hükümeti tanımayı kabul etmemektedir. Başkurt ulusal hükümetine de olumsuz bakarak Başkurt topraklarını sahiplerinin elinden alan arazi kararnamesini çıkartmıştır. Arazilerin miras yoluyla devrini kaldırıp Başkurtları da karşı devrimciler safına koymuştur.
8 Şubat 1919 tarihinde Sovyet otoriteleri ile anlaşma yapılması yönünde acil ihtiyacın bulunduğu yönünde karar alındı. Bakanlar kurulunun 16 Şubat 1919 tarihindeki toplantısında 18 Şubat 1919 tarihi itibarıyla Sovyetler Birliğine girilmesi ve Başkurt Sovyet Cumhuriyeti olarak devletin adının ilan edilmesi kararı alındı.18-20 Şubat 1919 tarihinde Başkurt hükümeti ve askerleri Sovyetler tarafına geçmiş oldular.21 Şubat 1919 tarihinde 1.Bütün Başkurt Askeri Kongresi toplanarak hükümetin ve askerlerin Sovyetler tarafına geçmesini ve görüşmeleri onaylamış ve Başkurt askeri devrim komitesi üyelerini belirlemiştir.
En sonunda 20 Mart 1919 tarihinde Vladimir Lenin in başkanlık ettiği Rusya Sovyet Federal Sosyalist Cumhuriyeti (RSFSR) halk komiserleri konseyi toplantısında Özerk Başkurt Cumhuriyetinin SSCB’ye kabulü onaylandı. Merkezi Sovyet Otoritesi ile Başkurt Özerk Sovyet Cumhuriyeti arasındaki anlaşma belgesi İzvestiya Gazetesinde yayınlanarak ilan edildi. Bu anlaşma yasal olarak Başkurdistan’ın yeni statüsünü uluslararası alanda ortaya koydu ve ilk anayasa oldu. Anlaşma ve tamamlayıcı belgeler federal merkezi hükümet ile federe devletlerin arasındaki görev dağılımını belirlendi.
Bolşevik Parti programında Ekim devrimi öncesinde ilan edilen birçok hak ve yetki devrim sonrasında gerçekleştirilmedi. Bunlardan birisi de ulusların self determinasyon haklarıydı. Ulusların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmesi uluslararası hukukta kabul edilen bir hak olmasına rağmen objektif koşullar, küresel güç dengeleri, Başkurtların bu haklarını kullanmasını engellemiştir. Başkurt ulusal hareketi önderlerinden Zeki Velidi Togan, aynı zamanda Türklüğün bilge ve bilgin kişiliklerinden birisidir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kurucu kadrolar onun fikirlerinden çok etkilenmişler ve onun görüşlerini kısmen de olsa uygulamaya geçirmişlerdir. Bugün bile Zeki Velidi Togan’ın fikirleri, Türklüğün gelişmesi ve kalkınması yolunda bütün dünya Türklerini etkilemeye devam etmektedir.
Cesurhan TAŞ – Araştırmacı/Yazar
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız
Comments are closed