Bağış Sepeti

Yasal Uyarı: Kaynak gösterilmeden ve açık link verilmeden sitede yer alan yazılar kullanılamaz.

Kültür ve Sanat

“BAKÜ’NÜN FETHİ” TRT DİZİSİ OLMALI

Aynur TALİBLİ

Türk’ün şanlı tarihine kanlarıyla zaferler yazan, Türk İslam ülküsünü yüce tutan, kalbindeki Allah aşkı ve vatan sevgisiyle düşmanları Türk’ün toprağında barındırmayan kahramanlarımız her zaman bizim gurur kaynağımız olmuştur.

Fatih Sultan Mehmet Han Gazi’ye atfedilen “Türk olmak zordur, çünkü dünya ile savaşırsın, Türk olmamak daha zordur, çünkü Türk ile savaşırsın.” sözü, aslında tarihimizin özetidir diyebiliriz.

Bir tek Türk ulusudur ki, asla sömürgecilik ve faşistlik gibi bir kara lekeyi tarihinin sayfasına yazmamıştır. Türk’ün eli asla masumun kanına bulaşmamıştır. Bugün eğer tarihimizle gurur duyuyorsak, bunu asil atalarımızın kalplerindeki Allah aşkına ve vatan sevgisine borçluyuz. İşte bu aşkın ve sevginin gücüyle atalarımız hain düşmanı yenmişlerdir.

Prof. Dr Tufan Gündüz hocanın söylediği gibi; “Türk, beklenendir”. Evet Türk, tarih boyu her zaman umutla beklenmiştir. Türk, zalimin zulmünden kurtulmayı bekleyen mazlumun ve zorda olan ümmetin beklediğidir. Ne zaman ki, Türk’ün şanlı tuğu ve bayrağı bir semada süzülüyorsa, orada huzur vardır demektir. Çünkü Türk vefalıdır, cefakeştir, mazlumun yanında ve zalimin karşısındadır.

Azerbaycan Türkü şair Ahmet Cavat Kafkas, Türk İslam ordusunun zaferine armağan ettiği “Çırpınırdın Kara deniz” şirinde Türk’ün vefasından şu dizelerinde bahsetmiştir:

Çırpınırdın Kara deniz, bakıp Türk’ün bayrağına!

«Ah!..» deyerdin, heç ölmezdim düşebilsem ayağına!

Ayrı düşmüş dost elinden, İller var ki, çarpar sinen!..

Vefalıdır geldi-giden, yol ver Türk’ün bayrağına…

Bu sözleri okuyunca sakın benim soyuma olan sevgimden aşırı abarttığımı düşünmeyiniz. Bu gerçeğin özü ve tarihin sayfalarında yaşanan ve yazılandır.

Aslında bu makaleyi yazmamın bir sebebi vardır. Bu yakınlarda son bölümü yayınlanan, Irak’ta olsa da gönlümüzden ırakta olmayan Kut’taki Kutlu Türk zaferini bizlere anlatan TRT dizisi “Kutlu Zafer” veya ilk adıyla  Mehmetçik Kut’ül Amare’yi izlerken bu makaleyi yazma kararını aldım.

Öncelikle “Diriliş Ertuğrul”, “Kutlu Zafer” gibi tarihimizle ilgili böyle güzel diziler yapıp yayınlayan TRT’ye özellikle teşekkür ederim. Bu diziler sayesinde yeni nesil Türk gençliğinin tarihimize ilgisi artıyor, özünü tanıyor ve zaferlerimizle gurur duyuyorlar.

Ben bu makalemde TRT’ye sesleniyor ve bir Azerbaycanlı Oğuz Türk kızı olarak Azerbaycan Türkleri ve Anadolu Türklerinin ortak zaferi olan “Kutlu Zafer Bakü” isimli bir dizi yapmalarını rica ediyorum.  Çünkü 1918 yılında kazanılan bu şanlı zaferin dünyada geniş kitleler tarafından duyulması, kadim Türk şehri Bakü’yü Türk yurdu Azerbaycan’dan koparmaya çalışan düşmandan kurtuluşunun ve Kafkas Türk İslam Ordusu’nun kahramanlığının anlatılması bakımından böyle bir dizinin yapılması, önemlidir ve gereklidir.

OSMANLI’NIN SON FETHİ; BAKÜ
Okumak için tıklayınız.

Bugün 1990 yılında Türk şehri Bakü’nün ikinci defa düşmandan kurtuluşu uğrunda şehit olmuş Azerbaycan Türkü kandaşları ve candaşlarıyla Bakü’nün koynunda aynı şehitlikte yatan Kafkas Türk İslam ordusunun bireyleri, Anadolu Türkü er oğlu er kandaşlarımızın ve soydaşlarımızın desteği ve yardımıyla kazandığımız bu zafer, çok önemli ve değerlidir.

Bu şanlı zafer, Azerbaycan Türkleriyle, Türkiye-Anadolu Türklerinin kardeşliğinin en güzel örneği ve en güçlü kanıtıdır. Eğer bu şanlı Ordu Bakü’ye desteğe gelmeseydi olacakları, Azerbaycan Türk’ü şairimiz Ahmet Cavat şu dizelerinde çok güzel anlatıyor:

 Şu karşıki duman çıkan bacadan

 Sen gelmeden iniltiler çıkardı.

Gecikseydin mazlumların feryadı

 Yeri, göğü, kâinatı yakardı!

Ortak Türk tarihimiz için bu kadar önemli kutlu zaferin ve vefa dolu kardeşlik destanının, “Kutlu Zafer Bakü” isimli bir TRT dizisinde konu edilmesi ve yayınlanmasının çok gerekli olduğunu düşünüyor ve rica ediyoruz.

 

Aynur TALIBLI – Tarih ve Medeniyet Araştırmacısı
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, Tarih ve Medeniyyet Araştırmaları Bölümü Y. Lisans Öğrencisi
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

 

img

Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM); 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bağımsız bir düşünce kuruluşudur. Sahipkıran; Müşteri (Jupiter) ve Zühre’nin (Venüs) aynı hizada (bir burçta) oldukları zamanda doğan kişilere atfedilen bir sıfattır. Bu kişilerin cihangir olacaklarına inanılır. Cengiz ve Timur Hanların Sahipkıran oldukları bilinmektedir. Türk Dil Kurumunun yayınladığı güncel sözlükte, Sahipkıran için; “güçlü ve üstün hükümdar” tanımı yapılmaktadır.

Comments are closed

Benzer Gönderiler