30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalandığı sırada Musul vilayeti Türk ordusunun elinde bulunuyordu. Atatürk, Misak-ı Milli için de esas olan güney hududumuzu şu şekilde belirtmiştir:
‘’Güney hududu İskenderun güneyinden başlar. Halep’le Katma arasında Cerablus köprüsünde nihayete erer. Bir hat ve şark parçasında da Musul vilayeti, Süleymaniye ve Kerkük havalisi ve bu iki mıntıkayı birbirine kalbeden hat. Efendiler bu hudut sırf askeri mülazahat ile çizilmiş bir hudut değildir. Hudut-u Milli’dir.’’
Musul Cephesi ve burada İngiliz ordusuna karşı kazanılan muharebeler, Milli Mücadele döneminin kamuoyunca pek bilinmeyen ve unutulmuş bir safhasını teşkil etmektedir. Bilinmelidir ki; Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı, sadece Anadolu’nun batısında sürmemiş, Anadolu’nun doğusunda da çetin bir mücadele verilmiştir.
İngiltere Mondors Mütarekesi’nin 7. maddesine dayanarak 15 Kasım 1918’de Musul’u işgal etmiştir. Musul’un daha sonra Sevr antlaşmasının 64. maddesi gereğince kurulması düşünülen Kürdistan’a terki tasarlanmıştır. Ancak TBMM’nin ve Türk ulusunun Musul ile olan bağlantısı ve mücadelesi aralıksız olarak devam etmiştir. İngilizler’in Musul’u işgali üzerine nüfusunun çoğunluğu Türk olan bölge halkı işgale karşı tepki göstermeye başlamıştır. Özellikle Revandiz bölgesinde 1920 yılı ortalarında İngiliz ordusuna karşı bölge halkı gayri nizami bir gerilla savaşı başlatmıştır. İngiliz ordusuna karşı gayri nizami çete harbi yürüten Türkmen aşiret milisleri, küçük çapta gerilla gruplarıyla düşman kuvvetlerine sürekli olarak baskınlar yapmış ve İngiliz ordusunu epeyce yıpratmıştır.
1921 yılında Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması ile Güney Cephesi kapanmıştır. Burada savaşan birlikler Musul Cephesi’ne gönderilmiştir. Bu kuvvetlere kumanda atmesi için Antep Kuşatması sırasında Fransız ordusuna karşı üstün başarı gösteren Şefik Özdemir Bey gönderilmiştir. (Bu kuvvetler toplam 500 er ve 3 subaydan oluşan bir piyade taburuydu.)
Derbent Muharebesi Zaferi (31 Ağustos 1922)
İngilizler 1921 yılı sonlarında tekrar Revandiz bölgesinde kuşatma harekatına başlamışlardır. Şefik Özdemir Bey’in ustaca komuta ettiği gerilla baskınları neticesinde İngiliz ordusu ağır zayiatlar vererek geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bunun üzerine İngiliz ordusunun bölgedeki kmoutanı General Edmund Allenby Londra’dan takviye talep etmiştir. Kısa sürede bölgeye çoğunlu Hint’li sömürge askerleri olan takviye birlikler gönderilmiştir. Bu sayede İngiliz ordusunun bölgedeki muharip gücü 7000 kişiye ulaşmıştır.
İngiliz ordusu 31 Ağustos 1922 günü tüm gücüyle Derbent bölgesine karşı taarruza geçmiştir. Bu saldırıda 7000 kişilik İngiliz kuvvetleri, 5 adet savaş uçağıyla desteklenmiştir. Şefik Özdemir komutasındaki Türk muharip gücü ise sadece 500 er ve 200 milisten ibarettir. İngilizler, Türk kuvvetlerinin tam 10 misli muharip güce sahip olmalarına rağmen, Şefik Özdemir’in uyguladığı sahte ricat tuzağına düşmüşlerdir. Şefik Özdemir Türk Harp tarihinde Hilal (Turan ya da kurt kapanı taktiği olarak da adlandırılır) taktiği olarak bilinen harp stratejisini İngiliz kuvvetlerine karşı başarıyla uygulamış ve neticede İngiliz kuvvetleri ağır bir yenilgiye uğrayarak geri çekilmişlerdir. Muharebe sabahın ilk saatlerinde başlamış ve gece yarısına doğru neticelenmiştir. Musul Cephesi’nde Derbent muharebesi kazanıldığı gün, Batı Cephesi’nde de Başkomutanlık Meydan Muharebesi kazanılmış bulunuyordu. Türk tarihinde Türk devletinin ordusunun aynı gün iki farklı bölgede iki farklı düşmana karşı zafer kazanması açısından da 31 Ağustos 1922 tarihi önemli bir milat olmuştur.
Türk Orduları Başkomutanı Mareşal Gazi Mustafa Kemal, 28 Eylül 1922’de Musul’a geniş kapsamlı bir harekat yapılmasını emretmiştir.. Ancak, İngilizler’in Derbent yenilgisinden sonra bölgedeki kuvvetlerini takviye ederek, Türk kuvvetlerini Musul’un kuzey istikametine doğru çekilmeye zorlamaları ve Lozan görüşmelerinin de tam bu esnada başlaması nedeniyle Musul harekatının icrasından vazgeçilmiştir.
Şefik Özdemir’in Kısa Özgeçmişi
Milli Mücadele kahramanlarımızdan Şefik Özdemir Bey, Kuzey Kafkasya’dan Mısır’a göç etmiş bir Adige ailesine mensuptur. Baba adı Ahmet Cevdet’tir. 1885 yılında Kahire’de doğmuştur. El-Ehzer’de İslam Edebiyatı Tarihi eğitimi almıştır. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti emrinde bir Teşkilat-ı Mahsusa mensubu olarak savaşmış ve Osmanlı ordularının yenilgisi ve çekilmesinden sonra Suriye’de Fransızlar’a karşı yapılan ayaklanmalara katılmıştır. 1920 yılının Haziran ayı sonunda Antep’e gelerek Fransızlara karşı savaşan birliklerden birine komuta etmiştir. Halkın isteği üzerine 8 Ağustos’ta Antep’teki tüm direnişçi güçlerin komutanlığına getirilmiştir. Fransız güçlerine karşı yapılan halk savaşını başarıyla yönetmiştir. Bölgedeki Türkmen, Kürt, Arap aşiretlerini, mülteci Cezayir Müslümanlarını, hatta Alsas-Lorenli Alman ve Rus mültecilerini bir araya getirerek Fransızlara karşı mücadele etmiştir. TBMM Hükümeti ile Fransızlar arasında anlaşma sağlanmasından sonra Musul Cephesi’nde görevlendirilmiştir.
Şefik Özdemir, 1922 yılı ilkbabarından itibaren, Misak-ı Milli sınırları içinde bulunan Musul’da, toplam 500 erden ve 200 civarındaki Türkmen aşiret gönüllüsünden oluşturulan bir milis taburuyla İngilizler’e karşı başarılı muharebeler vermiştir. Bunların en önemlisi 31 Ağustos 1922 günü kazanılan Derbent Muharebesi’dir.
Şefik Özdemir, TBMM’nin 6. Döneminde Siirt’ten, 7. Döneminde Gaziantep’ten milletvekili seçilmiştir. Ticaret ve müteahhitlik işleriyle de uğraşmıştır. Şefik Özdemir evli ve 2 çocuk babasıydı. Türkçe, Arapça, Adigece, İngilizce ve Fransızca dillerini iyi seviyede biliyordu.
Umut Berhan ŞEN – SASAM Uzmanı
Comments are closed