Bağış Sepeti

Yasal Uyarı: Kaynak gösterilmeden ve açık link verilmeden sitede yer alan yazılar kullanılamaz.

Ekonomi & Maliye

KUTADGU BİLİG’DEN İŞ İNSANLARI İÇİN TAVSİYELER

Cahit GÜNAYDIN

Türk iş insanının kişilik profili, sosyolojik açıdan lider, karizmatik ve güvenilir gibi özellikler taşırken, psikolojik açıdan atak, girişken, yaratıcı ve öz güveni güçlü bir yapı göstermektedir.

İş insanı, bir yatırım projesinde ekonomik açıdan finans kaynaklarına veya bulabilme yeteneğine ve ayrıca planlama, fizibilite, proje yönetimi gibi teknik yönetici formasyonlarına gerek duyar.

İş insanı, tüm bu özellikleri ile bir ülkenin gelişme hızını belirleyen etkili sosyal aktörlerden biridir. Şirketleri kuran iş insanlarının ortak özellikleri; risk alabilen, yaratıcı, önder ve uzağı görebilen nadir insanlar olmasıdır.

İş insanları, bir heykeltıraş, besteci ve yazar gibi yoktan bir sanayi eseri ortaya koyan ve farklı olma özelliği taşıyan sanatçılar gibidir. İŞ İNSANLARINI toplum ilgi ve saygıyla dinlerken, o tip kişilerin toplumsal önder gibi kabul edilmesiyle sosyal yaşamda da ticari işleri dışında farklı fonksiyonlar yüklenmesine yol açar. Şüphesiz toplumda itibar ve saygı görmek, İŞ İNSANLARININ maddi kaygılarının üstünde doğal bir gereksinimi olur.

Dolayısıyla şirket kurucularının resimlerini giriş kapılarında ve oğullarının odasındaki duvarlarda görmek, “babam sağolsun” minnetinin sonucudur. Şirket gelişerek, bir kişinin kontrol edemeyeceği bir yapıya ulaşınca küçükken hızla büyüyen şirketin gelişmesi durur. Hatta gerilemeye başlar. Buradaki kritik konu; “Dede kurar, oğul tutar, torun dağıtır” sözüyle özdeşleşen aile şirketlerinin ömrünü belirleyen kurumsallaşamama sendromudur.

Çünkü ailenin kurucu İŞ İNSANININ gelişmeyi ve büyümeyi sağlayan psikolojik, sosyal ve yönetim özellikleri, aile şirket kültüründe yok olmakta veya etkisini yitirmektedir.

Türk İŞ DÜNYASINDA ilişkilerin temeli; bilgi, akıl, doğruluk, anlayış, adalet, sosyal sorumluluk ve tevazu gibi değerler sistemi üstüne kurulmuştur.

İşveren (patron) – iş gören (çalışan) ilişkilerinde karşılıklı hak ve görevlerin bulunduğu bildirilerek iş ilişkilerde bu anlayışın sergilenmesi istenilmektedir.

Aile şirketleri yönetiminde seçkin, bilgili ve ehil insanların görev yapması gerekliliğine dikkat çekilirken bugün dahi vazgeçilmez olan uzmanlaşma önemi vurgulanmaktadır.

Tüm bunların yanında geçmişten bize gelen kültürel değerlerimize sahip çıkmalı ve bunları aile şirketlerinde genç kuşaklara da aktarmalıyız. Bu değerlerimizi iş hayatımızda da yaşamalıyız. Eğer bunları yaşamazsak, gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde aktaramazsak, aile şirketleri kurumsallaşamazlar.

Kurumsallaşma, her şeyden önce bir kurum kültürü meselesidir. Kurum kültürü kurulmadan kurumlaşamazsınız. Kültür nedir diye konuyu araştırınca ne kadar çok kaynağın olduğunu görebilirsiniz Bu nedenle bu makale kapsamında göstereceğim tek kaynak Kutadgu Bilig olacaktır.

Yusuf Has Hacip’in yazdığı Kutadgu Bilig’de sadece bin yıl kadar önceki devlet adamlarının değil, günümüz iş insanlarının da faydalanacağı pek çok yönetim ilkesi vardır. Kutadgu Bilig’de Yusuf Has Hacip, devlet yönetimini ve yönetici profillerini nasıl değerlendirdiğini anlatmaktadır.

Yusuf Has Hacib, eserinde ahlak ve siyaset ilkelerini sıralamış, adeta yaşadığı devlete ve içinde bulunduğu topluma bir aydın sorumluluğu ve misyonu duygusu içerisinde hareket etmiştir. Bütün bunları anlatırken yönetici sıfatıyla insanın sahip olması gereken özellikleri sıralamış ve başarılı bir insanın neler yapması gerektiği konusunu etraflıca işlemiştir.

Kutadgu Bilig, devlet adamları ve idareciler için gerçek bir rehberdir. Karahanlılar döneminde yazılmış olan bu eserde, ideal devlet yönetiminin ve müreffeh bir toplumun esasları belirtilmeye, böylece yöneticilere yol gösterilmeye çalışılmıştır.

Eser, hem tarihi, hem edebi, hem hukuki ve hem de felsefi bir nitelik taşımaktadır. Biz de bu eseri referans alarak bir yönetici olarak İŞ İNSANININ nasıl olması gerektiği, İŞ İnsanının kişilik özellikleri ve aile şirketi yönetiminde nasıl davranması gerektiği konusunda günümüzde geçerli olabilecek ilkeleri ortaya çıkarmaya çalıştık.

İLKELER DEĞİŞMEZ. Töre, Türk dünya görüşüdür. Töremizdeki ilkeler bedenimizdeki iskelet gibidir. Dik durmamızı sağlar. Japon iş adamlarının miyomato musashi’nin beş çember ilkelerini iş dünyasına uygulaması gibi, Çin, Kore ve Singapur iş adamlarının Konfüçyüs ilkelerini iş dünyasına uygulaması gibi örnekler, beni Kutadgu Bilig’in iş etiği olarak değerlendirilebilecek ilkelerini araştırmaya yöneltti.

Amerikan iş dünyasından bir felsefe profesörü olan Peter Drucker, guruların gurusu olarak her sözü referans alınan bir kişi kabul edilmektedir. İş düşünürlerin, guruların her ay bir kitabı çıktığı ve her ay milyonlarca dolar verilerek konferans verdiği günümüzde kendi kültürümüzü özümseyen ve bir rehber olarak günümüzde gündeme getirilmesi gereken KUTADGU BİLİG’i tüm iş insanlarımızın bu gözle yeniden okumasını öneriyoruz.

Türklerde Patron=Bey, aile şirketinin başıdır. Kurucu baba/bey şirket yapılanmasında kurum kültürünün belirleyicidir. Türk aile şirket geleneğinde ailenin bütün üyeleri yönetici olabilme hak ve yetkisine sahiptir.

Çalışanlar arasındaki adaletin ve huzurun gerçekleşmesi ve her türlü haksızlığın önüne geçilebilmesi için yönetim kurulunun sağlıklı işlemesi, şirketin kurumsallaşması için çok önemlidir. Yönetim kurulu başkanlığı konusu Kutadgu Bilig’de şöyle belirtilmiştir. İş insanı, görerek öğrenir ve böylece işlerin hangisinin daha iyi olduğunu bilir. Yönetim kurulu başkanlığı; baş üzerinde bir kılıç gibidir.  Yönetim kurulu başkanlığı için insanın ilk önce üniversite eğitimi alması gerekir. Aile şirketinin hissedarlarının hareketi zarif olur. Onlar elini çalışanları üzerine vefa ile uzatırlar. İnsanların en erdemlisi güzel huyuyla, malıyla insanlara ikram ederek onların güzel bir hayat sürmelerine vesile olandır.

İş insanının sahip olması gereken özellikleri ve bu özellikleri oluşturan unsurları başlık halinde tespit ederek, incelediğimiz eserdeki bilgiler doğrultusunda düzenleyerek aktarmaya çalışacağız.

Beye cömertlik ve alçak gönüllülük lâzımdır, alçak gönüllülük ile birlikte tabiatı da sağlam olmalıdır. Beyler cömert olursa, adları dünyaya yayılır, bunların nâm ve şöhretleri ile dünya korunur. Cömert ol, bağışla, yedir ve içir, eğer malın eksilirse tekrar kazan ve eksiklerini tamamla. Sağ elin ile para kazanırken sol elinle mal dağıt. Bey gönlünü açık tutmalı, eli açık olmalı, merhameti de bunlara mütenasip bulunmalıdır. Cömert yüzü görmek isteyen hakanın (sultanın) yüzünü görsün.

Yusuf Has Hacib’e göre sabırlı ve sakin olmak, idare edenlerde ve aile şirketleri yönetim kurulunda görülmesi gerekir. Sabır, tüm güzel huyların en önünde yer alan ve insanı dizginleyen bir faktördür. Tüm erdemlerin ve kazançların sebebi sabırdır. Hayra ve yüceliğe sabırla erişilir. Sabır, başarının garantisidir, acele ve tecrübeden yoksun karar veren aile şirketi patronları şirketi batırır.

İyi ve seçkin bir İş insanı (iş adamı, patron) olmak için ERDEMe çok önem vermelidir. İş insanı, erdemi ile başkalarına üstün gelebilir ve erdemi çok olduğu oranda para kazanarak iş dünyasında yükselir. Bir iş insanın (iş adamının, patronun) kişiliğinde bütün erdemler birleşirse, istediği her şey onun etrafında toplanır.

Yusuf Has Hâcib eserinde şu tavsiyeleri yapmaktadır: Her türlü erdemi tam olarak elde etmeli, uygunsuz ve olmayacak şeylerden uzak durmalıdır. Böyle bir iş insanı, insanların seçkini ve halkın iyisidir. Bütün dünya halkı ona saygı duyar ve o gibi iş insanları, iş dünyasında marka olur. Ford, Bosch, Vehbi Koç, Sakıp Sabancı ve Eczacıbaşı, bu marka iş insanlarındandır.

Hangi insanda erdem bulunursa onu müşteriler, çalışanlar, tedarikçiler yükseltir. “Bilgi ve erdemi öğren, ona saygı göster. Bu erdem, sonra sana da saygı göstertir.” der Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig kitabında.

İş İnsanı, gönlünü ve dilini doğru, erdemi de yüksek tutmalıdır ki yolunu şaşırmasın, doğru yoldan hiçbir zaman ayrılmasın. İyi bir iş İnsanı olmanın erdemlerinden biri de alçak gönüllü olmaktır. Alçak gönüllü olmayan iş insanından çalışanlar, müşteriler ve tedarikçiler elini eteğini çekerler.

İş insanı, uzun yıllar aile şirketi yönetim kurulunda kalmak ve yaşlandığı zaman dahi saygı görmek istiyorsa -VEHBİ KOÇ, SAKIP SABANCI, NEJAT ECZACIBAŞI gibi- kesinlikle kibri kalbinden söküp atmalı, alçak gönüllülüğü kendine rehber edinmelidir. Gönlünden geçen ile diliyle söylediği aynı olmalıdır. Tevazu sahibi insanlar her zaman nazik olan, insanları kırmaktan korkan, hassas, duygulu ve bilge kişilerdir.

İş insanı mütevazı olursa, aile şirketinde çalışanlar ona çabuk ısınırlar ve gönülden bağlı olurlar. Gönülden bağlı olan candan adamlar severek aile şirketinde çalışırlar. Kişideki bilgi, diline yansır. Dil, insanlar arası iletişimi sağlayan en önemli unsurdur. Dil, insana değer vermemize neden olur. Söz bilerek, seçilerek, uygun yer ve ortamda söylenir ise bilgi sayılır ve insanı yüceltir. Sözün boş yere söylenmemesi gerekir ki fayda getirsin. Boş yere söylenen söz kişiye faydadan çok zarar getirir. Dilini ve gözünü gözeten insan, yalan söz söyleyemez. Yalan söz söylemeyen insanında toplum içinde ki itibarı her zaman yüksek olur. Bunun yanında kişinin hangi iş olursa olsun tatlı dili kullanması ve insanlara öyle hitap etmesi gerekir ki saadete erişebilsin. Eski Türk yazıtlarında, “bu sözümde yanlış var mı” diye seslenmek suretiyle hükümdarların her zaman doğruyu söylemeye çalıştıklarını, inanışın da onları böyle olmalarını gerektirdiğini biliyoruz.

İş İnsanı, tatlı dilli yumuşak huylu olur iken bütün hareketleri de buna uygun olmalıdır ki büyük küçük toplumda herkes onun düşüncelerine, talimatlarına dikkat etsin. Çünkü çatık yüz ve acı söz, insanları kendinden soğutur ve gönüllerin kendisine karşı kapanmasına ve uzaklaşmasına neden olur.

Yusuf Has Hâcib, eserinde beye şu öğütleri verir. Açık dil kullan, dil açık olur ise insanı yükseltir. İnsan iki şey ile kendisini ihtiyarlamaktan kurtarır; biri iyi iş, diğeri iyi söz. İnsan sözünü dili ile söyler, sözü iyi olursa yüzü parlar. İş İnsanının dili dürüst ve kalbi doğru olmalı ki çalışanlara faydalı olsun ve güneşi doğsun. İş İnsanının gönlü, dili ve tabiatı düzgün olmazsa çalışanlar şirketten kaçar, müşteri fabrikaya uğramaz, tedarikçi iyi mal vermez. İş İnsanının sözü doğru olmalı, tavır ve hareketi itimat telkin etmelidir ki çalışanlar ona inansın ve huzur içinde çalışsın. Gönlünü ve dilini doğru tut. Çok söz söyleme, kendine hâkim ol ve dilini muhafaza et. Çok sözün kıymeti kalmaz diyor Yusuf Has Hacip Kutadgu Biligde.

İŞ hayatında gafil ve ihmalkâr olmak affedilmez bir kusurdur. Aile şirketi yönetim işlerini başarmak isteyen aile şirketi yönetim kurulu başkanı gerektiği kadar kurnaz ve uyanık olmalıdır.  Bir aile şirketinin kilidi iki şeyden ibarettir, biri ihtiyatlılık, biri aile şirketleri anayasasıdır. Aile şirketinin amacı, iş insanının varoluş sebebi, tüm ticari faaliyetlerinin hedefi adalettir. Aile şirketini yönetim kurulunun görevi hissedarlara, müşterilere, çalışanlara, tedarikçilere, devlete yani tüm paydaşlara adil olmak ve bununla ilgili olarak aile şirketleri anayasası hazırlayarak adaletle aile şirketini idare etmektir.

Konuyla ilgili Hâcib eserinde şöyle demektedir: Eğer devamlı ve ebedi beylik istiyorsan (aile şirketinin yıllarca varlığını sürdürerek adının Koç, Sabancı, Ford, Bosch gibi ölümsüzleşmesini istiyorsan) adaletten ayrılma ve çalışan üzerinden mobbingi kaldır. İş İnsanı (iş adamı), adil davranmaya önce yakınlarından ve dostlarından başlayarak daha sonra bunu tüm toplumun her katmanına yayması gerekir. Böylece adil iş insanının faydası, toplumdaki herkese dokunmuş olur. Bunun sayesinde şirketler gelişip ülkeler güzelleşir, insanlar Kut ölçüsünü hayatlarına hâkim kılarlar ve birbirleriyle olan işlerinde hakkı üstün tutarlar. Kutadgu Biligi okuyarak olgunlaşan beyler artık kurumsallaşma projelerine başlayabilir.

Kurumsal şirketlerde ise yönetim, proje ve planlama yeterliliği gelişmiş profesyonel yöneticilerin bir fonksiyonudur. Piyasa araştırmaları yapan, pazar ihtiyaçlarına göre mamul ve hizmet projeleri üreterek gerekli finans kaynaklarını sağlayan bir iş geliştirme ekibi kurulur.  *(www.ailesirketleri.org.) modelinde iş geliştirme ekip lideri, yönetim kuruluna bütçe, stratejik plan ve geleceğe dönük iş geliştirme projelerini sunmak zorundadır. Kurumsal şirketin sermayedarlarının yapması gereken tek şey, önüne konulan yatırım ve iş geliştirme projelerinin risk analizlerine göre yatırım kararını ve zamanını belirlemektir.

Güç ile motive olan girişimci ruha sahip girişimci, gerekli kapitali var ise kurduğu işte başarının ilk şartını gerçekleştirebilir. İşi finanse edecek kapitali yok ise iş fikrine ortaklar bularak, kredi bularak işletmenin temelini atabilir.

Ülkemiz aile şirketlerinin gelişmesindeki en büyük engel, finansal ve teknik bilgi yetersizliklerinden kaynaklanıyor. İşin daha trajik yönü; teknik, finans ve yönetim konularındaki bilgi açıklarının farkında olmamaları ve gerçekten çok değerli olan işteki ustalıklarının karlı bir işletme için yeterli olduğunu sanmalarıdır. Kurumsallaşmayı sağlayarak, girişimci özellikleri olan profesyonel yöneticiler ve yönetişim danışmanları ile çalışmaya başlayan aile şirketlerinin ikinci-üçüncü kuşak patronları, kurucu-girişimci aile büyüklerinin yarattığı şirketlerini dünyadaki rakipleri ile rekabet edebilir noktaya getirebilir.

Soyadınızın Koç, Sabancı olması, sizin Hacı Ömer Sabancı, Vehbi Koç olmanıza yetmez, ama farklı nitelik ve beceride yöneticiler ile yatırım projeleri geliştirmenize kapital gücünüz olanak sağlar. Üzeyir Garih bir konuşmasında; iş potansiyelini dinamizme çevirmek için bilgi, deneyim, finans gücü, yönetim becerisi ve hepsinden önemlisi teşebbüs gücünün olmasını karlı bir işletmenin temel faktörleri olarak sayar.

“Yapmak ile söylemek arasında deniz vardır” sözü, bir işin yapılabilmesi için finans gücünüz yanında, yaratıcı bir iş bilgisinin gereğini ortaya koyar. Çevresinde ve dünyadaki ticari faaliyetlerden farklı bir pazarlama stratejisi geliştiren veya ticari değeri olan bir icadı olan girişimciler, karlı bir iş fikrinin yaratıcısıdır. Ama sermayesi olan kişiler böyle kişilerden yararlanmak yerine karlı bir iş yapan kırtasiyenin karşısına aynı çeşitleri satan bir kırtasiye dükkanı açar. Zincirleme mikro iş fikirleri, bu bir kırtasiye dükkanı değil de fabrika ise makro-ekonomik soruna dönüşür. Aile şirketlerinin yatırım önceliği AVM, market, benzin istasyonu, oto plaza olur ise sanayileşme yerinde sayar ve ülke orta gelir tuzağında kalır.

Tek adam yönetimi sakıncalıdır. Egosuna çok güvenen girişimci, kurumsal yapılanmaya karşıdır. Egosunu yenmek için tüm Türk iş adamlarına Kutadgu Bilig’i okuyarak iş insanı olmalarını öneriyorum. Yusuf Has Hacip, bizim Konfüçyüs’ümüzdür, bizim Miyomata Musashi’mizdir, bizim Peter Drucker’ımızdır. Rekabet dünyası inovasyon üzerine kurulmuştur. Standart insan tipi yetiştiren eğitim sistemimiz, Vehbi Koç, Ahmet Nafiz Zorlu gibi girişimcilerin ortaya çıkmasına olanak vermez. Bilimi mühendisliğe indirgeyen pozitif iş yaklaşımını şirket kültürü olarak benimsemeyen sermayedarlar, kurumsallaşmayı ve gelişmeyi sağlayamaz. Aile şirketi yapısından kurumsal yönetişim modeline geçmek stratejik bir karardır.

Rekabet gücü yüksek şirketlerin kullandığı kurumsal yönetişim modelini uygulayarak, profesyonel yönetici ve danışmanlar kullanarak bilgi çağına en kısa sürede uyum sağlamalıdırlar.

Büyüme stratejilerini belirledikten, yatırım ve proje fizibilitelerini yaptıktan sonra geleceğini planlayan aile şirketleri kurumsallaşma yolunda emin adımlar ile ilerleyebilir.

Yönetim Kurulu, uzun vadede hissedarlarına sürekli kazanç yaratmak amacıyla şirketin vizyonunu ve hedeflerini belirler, şirketi bu hedeflere ulaştıracak stratejilerin geliştirilmesine katkıda bulunur ve uygulanmasını ve şirketin stratejik ve mali performansını takip eder. Yıl boyunca periyodik toplantılarla iş planları ve bütçe doğrultusunda şirketin faaliyetlerini ve mali durumunu kontrol eder. Genel ekonomideki değişikliklerin şirket stratejilerine etkilerini tartışır, belirler.

Çok doğal olarak, Yönetim Kurulu Üyelerinin yetenek, beceri ve tecrübe düzeyi ve bağımsızlık düzeyi yönetim kurulunun performansını ve başarısını belirler. Bağımsız Yönetim Kurulu üyelerinin yönetim Kurulunda yer alması, kurumsal yönetimin doğru ve tarafsız uygulanması açısından da önemlidir. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeleri, yani aile ve işle çıkar çatışması olmayan, hissedar olmayan, şirket dışı bağımsız kişiler, daha objektif bakabilirler.

Bağımsız Yönetim Kurulu üyelerinin her şeyden önce stratejik düşünebilen ve vizyon sahibi kişiler olması önemlidir. Ayrıca şirketin faaliyetlerini ve sonuçlarını iyi tahlil edebilecek mali durumlarını kontrol edebilecek finans bilgisine, tecrübesine sahip olmaları da önemlidir. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeleri, şirkette Genel Müdüre bağlı çalışan ya da danışmanlık yapan birisi olamaz çünkü Yönetim Kurulunun Genel Müdürü ve icrayı denetleme görevi var.

Ayrıca Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesinin şirketle tedarikçi ve ya bayilik ilişkisi olamaz, bu durumda bağımsız olmaları mümkün değildir. Yönetim Kurulu Üyelerinin belirli bir süre için atanmaları ve performanslarına göre süre uzatımı yapılması daha doğru bir uygulama olacaktır.

Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliklerinin yanı sıra, Kurumsal Yönetişimde çok önemli bir başka nokta da Yönetim Kurulu Başkanı ile İcra Başkanının (CEO) görevlerinin ayrılmasıdır. İcra Başkanı, uygulamadan sorumlu kişi olarak Yönetim Kuruluna hesap verir.

Şirketlerin ve kişilerin performanslarının objektif olarak değerlendirilmesi, çıkar çatışmalarının engellenmesi ve bağımsız görüş için Yönetim Kurulu başkanı ve İcra Başkanını ayrı kişiler olması çok önemlidir. Aile Şirketleri Bağımsız Yönetim Kurulu üyelerini seçerken adayların iş deneyimleri, kurumsal şirketlerdeki deneyimleri, uzmanlıklarını göz önünde tutmalıdır. Bu üst yapı daha sonra kaliteli profesyonelleri aile şirketlerine çekecektir. Aile şirketlerinin profesyoneller için cazip olmadığı bilinen bir gerçektir. Birçok aile şirketlerinde iyi eğitim almış genç çocuklar babalarının kurduğu şirkette çalışmak istemiyorlar ve aile içi çatışmalara yol açıyor. Bu noktada önerimiz yeni nesil hissedarların kurumsal bir şirkette çalışarak deneyim kazanması ve bu süreçte aile şirketinin kurumsal yapılanma projesine başlamasıdır. Ortak akıl Töre demektir

Prof.Dr. Mustafa Aysan kurumsal yönetim ve risk adlı kitabında “ işletmelerde ona can veren liderin gücündeki azalma, bazılarında ise önemsiz gibi görünen küçük darbelerin, işletmenin şah damarına rastlaması gibi olaylar, öldürücü olmaktadır. Her yaşayan varlık gibi işletmelerde birçok darbe almakta bazıları da öldürücü olmaktadır “ diye yazar. Bu sözler üstadın gözlemlerini yansıtır.

Dr. Yılmaz Argüden yönetim kurulu sırları kitabında “ yönetim kurullarının başarısını belirleyecek olan, kurallara sözde uyum değil, özde değer yaratan sorumlu bir kültürün yaratılmasıdır.” der.

Dr. Mevlut Büyükhelvacıgil, Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma ve Aile Anayasası kitabında; “Bir asrı aşan bir şirketin üyesi olarak değişimin kaçınılmazlığına her gün şahit oluyoruz” diyor. ”Kurumsallaşma sürecinde karşılaştığımız aile ve şirketle ilgili sorunlara çare ararken, mutlaka yazılı bir aile anayasası oluşturmak gerektiğini gördüm” diye kurumsallaşmanın temelini belirliyor. Aile şirketini kuran baba patron egosundan kurtulmak için YUSUF HAS HACİP’in Kutadgu Bilig’inin okunması gerekiyor. Ne demiş gurumuz;

İnsan süsü, yüz;

Yüzün süsü, göz;

Aklın süsü, dil;

Dilin süsü, sözdür

 

Cahit GÜNAYDIN

İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesinden mezun oldu.  Otomotiv Endüstrisinde Mühendis ve Yönetici olarak 25 yıl çalıştı. Profesyonel olarak çalıştığı dönemde altı sigma, kaizen, yalın üretim, proje yönetimi, efqm, bsc, stratejik planlama, arge ve teknoloji  yönetimi eğitimleri alan  Cahit Günaydın, Mercedes-Benz, Ford, Isuzu , Nissan gibi küresel firmaların otomotiv projelerinde çalışmıştır. İşletme Yönetimi Sertifika Programını programını tamamladıktan sonra ülkemizin önde gelen danışmanlık firmaları ve TUGİAD, KALDER, MPM, TOSYÖV, TTGV, MEV, TİM, TOBB, BEYAZ NOKTA, UBSV STRATEJİ VAKFI gibi sivil toplum kuruluşları ile sanayi 4.0.& yenileşim yönetimi projelerinde  çalışmaktadır.

img

Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM); 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bağımsız bir düşünce kuruluşudur. Sahipkıran; Müşteri (Jupiter) ve Zühre’nin (Venüs) aynı hizada (bir burçta) oldukları zamanda doğan kişilere atfedilen bir sıfattır. Bu kişilerin cihangir olacaklarına inanılır. Cengiz ve Timur Hanların Sahipkıran oldukları bilinmektedir. Türk Dil Kurumunun yayınladığı güncel sözlükte, Sahipkıran için; “güçlü ve üstün hükümdar” tanımı yapılmaktadır.

Comments are closed

Benzer Gönderiler