Bağış Sepeti

Yasal Uyarı: Kaynak gösterilmeden ve açık link verilmeden sitede yer alan yazılar kullanılamaz.

Tarım ve Hayvancılık

ÇAY HAKKINDA

Muhammet ELMALI
Muhammet ELMALI

“…bir gün çay içelim seninle, çaylar benden manzara senden olsun…”
Orhan VEL?

Çay (Camellia sinensis), çaygiller (Theaceae) familyas?ndan nemli iklimlerde yeti?en, yaprak ve tomurcuklar? içecek maddesi üretmekte kullan?lan bir tar?m bitkisi. Ye?il çay, siyah çay, ve oolong çay? farkl? oksidasyon seviyelerinden geçirilerek üretilir. Di?er yandan Kukicha çay? (sürgün çay?), yapraklardan ziyade sürgün ve gövdeden elde edilir.
Anavatan? Güney ve Güneydo?u Asya olmas?na kar??n, dünya üzerinde tropik ve subtropikal bölgelerde de yeti?tirilmektedir. Tar?m amaçl? yeti?tirilenler, 2 m’nin alt?nda küçük a?aç görünümünde her dem ye?il bitkilerdir. Serbest b?rak?ld???nda 9 m boyunda bir a?aç formunu kazan?r. Kuvvetli ana köke sahiptir.

1Yeti?mesi için ?l?man ve ya???l? bölgeleri seven çay bitkisi, ülkemizde daha çok Karadeniz bölgesinde yeti?mektedir. Nitelikli çay üretiminde sürgün uçlar?ndan taze olarak kopar?lan iki yaprakla bir tomurcuk, kullan?l?r. Buna ikibuçuk yapra?? da denmektedir. Torbal? makaslar yard?m?yla toplanan bu yapraklar, i?lenerek en sonunda siyah rengini alarak demliklerimize do?ru yola koyulmaktad?r.

Uzmanlar?n durmadan yeni bir faydas?n? ke?fettikleri çay?n içinde bulunan tein, kafein ve ba?ka antioksidan maddeler, çay? sa?l???m?z için de önemli k?lmaktad?r. Ancak hiçbir özelli?i olmasa bile, birço?umuz yine de çaydan vazgeçemezdik san?r?m. Bu da çay?n bizim için ne kadar de?i?ilmez oldu?unun bir göstergesidir.

2Kültürümüze yak?n zamanlarda giren çay, rivayet edilir ki yüzy?llar önce kazara ke?fedilmi?tir. Çin ?mparatoru Shen Nung’un barda??na dü?en o iki yaprak olmasayd?, bugün belki de bu zevkten mahrum kalacakt?k. Günümüz uygarl???n?n birçok unsurunun kâ?ifi de olan Çinlilerden, bu keyfi Avrupa’ya yaymak ?ngilizlere dü?mü?tür. Türkiye’de ise 18. yüzy?lda çay üretim çal??malar? ba?lam??t?r. ?lk olarak Bursa ve çevresinde ekilen çay, verim al?namamas?yla birlikte yap?lan ara?t?rmalar neticesinde bugünkü yuvas? olan Rize ve çevresinde yeti?tirilmi?tir. Sultan II. Abdülhamit’in önemle üstünde durmas? üzerine, o dönemde birçok alanda çay tar?m? yap?ld?. Ziraat Yüksek Okulu Müdür Vekili ve botanikçi olan Ali R?za Erten, yapm?? oldu?u teknik çal??malar sonucunda 16.02.1924 tarihinde Rize’de çay yeti?tirilmesi için Meclisten onay al?r ve günümüz çay üretiminin temelleri, bu ?ekilde at?lm?? olur. 1947’de ise ilk çay fabrikas? kurularak, üretim h?zland?. Ülkemiz, çay üretiminde be?inci, tüketiminde ise dördüncü s?radad?r.

Günümüzde bizim için çay, muhabbetimizin vazgeçilmez yanc?s?d?r. Onsuz sohbet, k?vam tutmaz gibi gelir. Birini davet ederken “buyurun bir çay?m? için”, ya da bir ahbab?m?za ziyarete gitti?imizde “bir çay?n? içmeye geldim” diye haber verilir. Adeta çay, muhabbetimizin ba? vesilesi olarak kendini kabul etmi?tir. Hem öyle kahve gibi, k?rk y?l hat?r yükümlülü?üne de sokmaz içeni. Kalenderdir anlayaca??n?z. Yük yüklemez kimseye.

3Erzurum’un o so?uk günlerinde Dada?lar, ince belli çay bardaklar?na sar?l?rlar. Çay?n etraf?nda sohbetler demlendirirler. Hatta ?u sözü söylerler çay?n üreticisi Rize’ye; “çay Rize’de üretilir ama Erzurum’da içilir.” Derken k?tlama ?ekerden bir parça “k?tlay?p” avucunda s?kt??? bardaktan bir yudum al?r inad?na.

Çay sadece bir içecek de?ildir. Can Yücel “…an?larda kal?rd? belki de zamanla ince bel, namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi e?er…” diyerek sevdi?ini hat?rlar. Necip Faz?l K?sakürek “…çayc? getir ilaç kokulu çaydan, dakika dü?elim senelik paydan…” diyerek gün sayar mahpus dam?nda. Nevzat Çelik ise ömrünü “…so?uyan bir bardak çayd?r benim ömrüm…” diyerek çaya benzetir.

4Çay ile dostluklar peki?ir, çayla efkâr payla??l?r. “…çay bula??c?d?r, efkâr da…” der Bekir Erdo?an. Dostlar?m?zla otururken, sanki o çay olmasa bir ki?i eksik kalacakm?? gibi gelir. Bir demlik çayla birlikte dostlu?u ve arkada?l??? payla??r?z. ??yerlerinde çay molas?yla nefes al?r çal??anlar.

Sevinçli anlar?n ikram?d?r çay. Me?hur “Çiçek Abbas” filminde minibüs alan Abbas, sevincini “herkese benden çay” diyerek payla??r. Ve tabi hüznünde ba? e?likçisidir. Muhsin ÜNLÜ: “ayn? zamanda ad?n üç kere geçti, saçma sapan bir filmde. Yaln?z olsam, çok a?lard?m ama annem bak?yordu. Anne dedim, ‘hadi çay koy da içelim’” diyerek içine atar ac?s?n?.

5Son dönemlerde farkl? versiyonlar? ç?km?? olsa da, ?öyle odun ate?inde isli demlikte yahut semaverde kaynam?? suya demlenmi? çay?n tad?n? veremez asla. K???n içimizi ?s?t?rken, yaz?n da hararetimizi al?r.

Çay, hepsinden öte adeta ki?ile?mi?tir kültürümüzde. Kendine yer etmi? ve ?ahsiyet kazanm??t?r. Hatta ben bu yaz?y? yazarken, bir yandan çay?m? yudumlamaktay?m ve san?yorum siz de okurken yudumluyorsunuzdur. ?yi ki geldin bize çay. Son olarak Orhan Veli’den bir al?nt? ile bitireyim yaz?m?;

“Çay?n rengi ne kadar güzel,
Sabah sabah,
Aç?k havada!
Hava ne kadar güzel!”

.

Muhammet ELMALI

Yazar?n di?er yaz?lar? için t?klay?n?z.

img

Comments are closed

Benzer Gönderiler